Etiket arşivi: Olgunlaşma

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler – Öğrenenle İlgili Faktörler

Öğrenen kişi ya da organizmanın sahip olduğu kimi özellikler onun öğrenmesini kolaylaştırabilir ya da zorlaştırabilir.

Türe Özgü Hazır Oluş(Doğuştan Donanım)

Organizmanın herhangi bir davranışı öğrenebilmesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip oluşuna türe özgü hazır oluş denir.Bir türe ne öğretip ne öğretemeyeceğimizi biyolojik altyapı sınırlar, belirler.

Öğrenme konusuyla ilgili bireyin doğuştan biyolojik donanıma sahip olmasıdır.

İnsan türü doğuştan konuşabilecek organlara sahiptir.

Kuşlar dünyaya geldiklerinde kanatları vardır.Uçma ile ilgili doğuştan donanıma sahiptirler.

Olgunlaşma

Organizmanın doğuştan sahip olduğu yeterliklerin kendiliğinden(öğrenme olmaksızın) ortaya çıkarak ulaşabileceği düzeye ulaşmasına olgunlaşma denir.

Olgunlaşmanın kendisi öğrenme değil ama öğrenme için ön koşuldur.

Genel Uyarılmışlık Hali

Uyarılmışlık düzeyi, bireyin çevreden gelen uyarıcıları alma derecesidir.Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin belli bir uyarılmışlık düzeyine gelmiş olması, yani çevreden gelen uyarıcılara belirli bir ölçüde açık olması gerekir.

Organizmanın gelen uyaranları alabilecek, işleyebilecek durumda olmasıdır.

Genel uyarılmışlık halini başka bir şekilde yorumlamak gerekirse eğer, kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesine genel uyarılmışlık hali denir.Herhangi bir öğrenmenin yapılabilmesi için bireyin enerjisini yaptığı iş üzerinde yoğunlaştırması gerekir.Ekranda bu metni okurken, aynı zamanda gitmeyi düşündüğünüz tiyatroya, kimlerle gideceğinizi tasarlıyorsanız büyük olasılıkla öğrenme gerçekleşmeyecektir.

Ders yapmak istiyorsun ama dün gecenin yorgunluğundan(artık ne yaptıysan) deli gibi uykun geliyor ve uyukluyorsan genel uyarılmışlık halin düşük demektir.

Hani uzmanlar ebeveynlere, “çocuklarınızı masada ders çalıştırın, yatarak ya da uzanarak ders yapmasınlar” demesinin sebebi, yatarak ya da uzanarak yapılan ders sürecinde uykunun gelmesi ve genel uyarılmışlık halinin düşmesidir.

DİKKAT!!!
Genel uyarılmışlık hali çok yüksek ya da çok düşükse öğrenme olumsuz etkilenir.

Kaygı

Organizmanın içinden gelen uyarılmışlıktır.

Başka bir deyişle, geleceğe ilişkin olumsuz düşüncelerdir.

DİKKAT!!!
Kaygı çok yüksek ya da çok düşükse öğrenme olumsuz etkilenir.

Dikkat ederseniz eğer, öğrenmenin olması için genel uyarılmışlık hali ve kaygı optimum seviyede olması gerektiği kadar olmalıdır.

Güdülenme(Motivasyon)

Organizmayı çalıştıran enerjiye denir.Organizmayı bir işe başlatan, işi ısrarlı – kararlı bir şekilde devam ettiren her türlü içsel ve dışsal güç, güdülenmedir.

KISACA, ÖĞRENCİDE ÖĞRENME İSTEĞİNİN OLUŞMASIDIR…

Güdünün kaynağı fizyolojik ihtiyaçlarsa(açlık, susuzluk, cinsellik vb.) “birincil güdüler” etkisi altındadır.Doğuştan getirilen, öğrenilmemiş güdülerdir.Birincil güdülerin amacı organizmanın hayatta kalmasını sağlamaktır.

ikincil güdüler” ise sosyal güdülerdir(sevgi, saygı, başarı, onaylanma vb.) Sonradan, öğrenme yoluyla kazanılmışlardır.

Merak ettiği için, ilgi duyduğu için kişisel çabalamak ise “içsel güdülenme” dir.

Öğrenme isteğinin çevrenin etkisiyle dışarıdan oluşması ise “dışsal güdülenme” dir.

Genel uyarılmışlık haliyle, güdülenmeyi karıştırmamalısınız.
Uyarılmışlık, organizmanın dış dünyadan gelen uyarıcılara ne ölçüde açık olduğu anlamına gelir.Bir anlamda organizmanın uyanıklık derecesidir.

Güdülenme ise davranışı yapmaya istekli olmak demektir.
Kişi yeterince güdülenmiş olduğu halde uyarılmışlık seviyesi yeterli olmazsa öğrenme yine gerçekleşmez.
Örneğin ders çalışmayı istiyor(güdülenmiş) olabilirsiniz ama önceki gece uyuyamamışsanız bu nedenle de uykunuz geliyorsa okuduklarınızı anlamanız ve öğrenmeniz mümkün olmayacaktır.

Öğrenmenin Aktarılması(Aktarma – Transfer)

Duyuların veya psikafizik enerjinin bir noktaya odaklanmasıdır.

AktarmaKet Vurma
  • Aktarmada önemli olan şey öğrenme sürecidir.

Soruda “öğrenme süreci” geçiyorsa Aktarmayı yapıştıracaksınız.

  • Aktarma bir konunun öğrenilmesiyle ilgilidir.
  • Aktarma önceki bilginin, yeni bilginin öğrenilmesine sürecini etkilemesi olayıdır.

Aktarma

Gördüğünüz gibi yeni öğrenilmeye çalışılan bilgiyi, önceki bilgiler etkilemektedir.

Soruda “unutma”, “unutturma”, “karıştırma” geçiyorsa cevap ket vurmadır.

  • Ket vurma ise hatırlama ile ilgilidir.Sürecin sonunda.

Olumlu Transfer

Öğrenilen bir bilginin ya da becerinin benzerini kolaylaştırmasıdır.

Önceden öğrendiğimiz bir bilginin yeni bilginin öğrenilmesini kolaylaştırması ve hızlandırmasıdır.

Matematiği biliyorsanız, fiziği daha rahat öğrenirsiniz.

Olumsuz Transfer

Önceki bilgi ya da davranışın yeni öğrenme durumunda yeni öğrenmeyi zorlaştırması ya da engellemesidir.

Önceki bilginin, yeni bilgiyi öğrenilmesini zorlaştırması ve yavaşlatmasıdır.

F klavyeyi öğrenmişse, Q klavyeyi öğrenirken F klavye bilgilerimden dolayı yavaş ve zor öğrenirim.

Ya da

Sol direksiyon kullanan bir şöföre sağ direksiyon bir araç verilirse o şöför vites atarken arabanın sağ kapısını yerinden söküyorsa işte bu da olumsuz transferdir.Çünkü önceki bilgisi olan sol direksiyon, sağ direksiyon öğreniminde zorluk çıkarıyor ve yavaşlatıyor.

Ket Vurma

Öğrenme süreciyle ilgili değil, hatırlama süreciyle ilgilidir.

Öğrenilmiş bitmiş iki bilginin birbirlerini unutturması, karıştırması durumudur.

Ket Vurma

Gördüğünüz gibi öğrenimi bitmiş iki bilgi söz konusudur.Ve bu bilgilerin birbirleri arasındaki unutturma, karıştırma ilişkileri söz konusudur.

Şimdi “İleriye Ket Vurma” ve “Geriye Ket Vurma” durumlarına değinmeden önce şöyle bir bilgi vereyim.

HANGİSİ HANGİSİNİ UNUTTURUYORSA UNUTULANIN ADINI ALIR

Şimdi bakalım…

İleriye Ket Vurma

Her iki bilgide kişide vardır.Eski bilgi yeninin hatırlanmasını engelliyorsa ileriye ket vurmadır.

Önceki bilginin sonraki bilgiyi unutturması, karıştırması durumudur.Haliyle önceki bilgi yani geri bilgi, sonraki bilgiyi yani ileri bilgiyi unutturduğu için, unutulan da ileri olduğu için, ileriye ket vurma oluyor.

Geriye Ket Vurma

Her iki bilgide kişide vardır.Yeni bilgi eskisinin hatırlanmasını engelliyor.

Sonraki bilginin önceki bilgiyi unutturması karıştırmasıdır.Sonraki bilgi yani ileri bilgi, önceki bilgiyi yani geri bilgiyi unutturduğu için geriye ket vurma oluyor.

Öncelik Etkisi

Önceden öğrenilen bilgilerin sonraki öğrenilenlere göre daha iyi hatırlanmasıdır.

Sonralık Etkisi

En son öğrenilen bilgilerin önceki bilgilere göre daha iyi hatırlanmasıdır.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler

Öğrenenle İlgili FaktörlerÖğretim Yöntemiyle İlgili FaktörlerÖğrenen Malzemesiyle İlgili Faktörler
Türe Özgü Hazır OluşKonunun YapısıAlgısal Ayırt Edilebilirlik
OlgunlaşmaÖğrenmeye Ayrılan ZamanAnlamsal Çağrışım
Genel Uyarılmışlık HaliEtkin KatılımKavramsal Gruplandırma
KaygıSonuçlar Hakkında BilgiTelaffuz Edilebilirlik
Güdülenme
Dikkat
Öğrenmenin Transferi

Öğrenme Psikolojisi

Öğrenme

Organizmanın bir ihtiyaç ya da etki dolayısı ile kendiliğinden çevre ile etkileşime girmesi ve bunun sonucu olarak organizmada büyük ölçüde kalıcı izli davranış değişikliği oluşması sürecidir.

Yani öğrenme,

Yaşantı ürünü, nispeten kalıcı izli bir davranış değişikliği

dir.

Gördüğünüz gibi öğrenme, hem tanımdır hemde koşul.Yani öğrenme oluşabilmesi için “yaşantı ürünü” olması, “nispeten kalıcı izli” olması ve “davranış değişikliği” olması gerekmektedir.

Peki…

Şimdi biz burada 6 saat öğrenmeyle ilgili örnekler verebiliriz.Lakin bunun sonu yoktur.Halbuki öğrenme olmayan davranış değişikliklerinden bahsedersek kanımca olayı daha pratik bir şekilde özetlemiş olacağız.

Öğrenme Sayılmayacak Davranış Değişiklikleri Nelerdir?

  1. Refleks davranışlar öğrenme değildir.
  2. İçgüdüler öğrenme değildir.(Bir türün tüm üyelerinde aynı biçimde gözlenen davranıştır.Sadece hayvanlarda vardır.)
  3. Geçici davranışlar öğrenilmiş değildir.Çünkü bu davranışlar hastalık, yorgunluk, ilaç, alkol, aşk vs. gibi nedenlerle ortaya çıkan davranışlardır.
  4. Olgunlaşma sonucu ortaya çıkan davranışlar öğrenme değildir.Çünkü bu davranışlar zaten olacaktır ve olgunlaşmadan bildiğimiz üzere, çevreden ve yaşantıdan bağımsız olarak gerçekleşir.

Yaşantı

Bireyin çevresiyle geçirmiş olduğu etkileşimdir.

Davranış

Organizmanın uyarıcılara verdiği her türlü cevap ya da karşılık davranıştır.

Yani, organizmanın her türlü etkinliğidir.

İki tür davranış mevcuttur.

Türüne Göre DavranışlarKazanılmasına Göre Davranışlar
Bilişsel DavranışlarDuyuşsal DavranışlarPsikomotor DavranışlarDoğuştan Gelen DavranışlarGeçici Olan DavranışlarSonradan Kazanılan Davranışar
Düşünme, akıl yürütme.

Zihni kullanarak yapılan davranışlardır.

Duygu içerikli davranışlar.

Duygular duyuşsal davranışlardır.

Zihin kas koordinasyonuna dayalı davranışlardır.

Beden ve iskelet sistemini kullanarak yapılan her türlü davranıştır.

Refleks(bir uyarıcıya karşı gösterilen istemdışı basit bir tepkidir) ve içgüdü.Alkol, ilaç, hastalık, uykusuzluk, yorgunluk etkenlerinden oluşur.Etken ortadan kalktığından davranış görülmez.Formal, informal
Bu ikisinin öğrenmeyle alakası yoktur.Öğrenilmiş davranışlardır.

Organizmayı harekete geçiren, tepkide bulunmaya iten enerji ya da nesnedir.

Tepki

Organizmanın uyarıcıyı aldığında gösterdiği davranıştır.

Karşılık

Tepkinin aldığı tepkidir.Tepkinin aldığı sonuçtur.

Pekiştirme

Davranışın ardından olumlu, hoş uyarıcı vermektir.

Görmezden Gelme

Bir davranışı söndürmenin en etkili yolu görmezden gelmedir.

Son olarak denge davranışları hakkında bilgi verip dersimizi sonlandıralım.

Denge Davranışları

Vücudun dengesini sağlayan içgüdü ya da refleks olmayan ama doğuştan gelen davranışlardır.Örneğin, uyumak, kan dolaşımını sağlamak için hareket etmek gibi…

Vygotsky Bilişsel Gelişim Kuramı

Vygotsky Piaget’e temel olarak üç yönden karşı çıkmıştır.

Dil Düşünce İlişkisiMonologlarEvreler
PiagetPiaget’de dilin düşünceyi geliştirmede hiçbir rolü yoktur.Dil yalnızca düşünceyi yansıtan bir araçtır.Piaget’e göre iletişim yoktur.Piaget’te monologlar benmerkezciliğin ürünüdürler.Ne hakkında konuşuyorlar bakmamıştır.Piaget’e göre bir evreden diğerine olgunlaşma ve fiziksel deneyimle geçilmektedir.Piaget’te eğitim ve sosyal ilişkiler bilişi geliştirmez.
VygotskyÖğrenilen kavramların, benzerlik ve farklılıklarını bilmek düşünceyi geliştirir.Lakin Vygotsky’ye geldiğimizde monolog sesli düşünmedir cevabını alıyoruz.Vygotsky’e göre ise fiziksel deneyim kadar sosyal deneyim de(başkaları ile kurulan ilişki) zihni geliştirir.Yani, deneyim sosyaldir.
Kendiliğinden Edinilen Kavramlar
Günlük yaşamda öğrenilen kavramlardır.Sistemli olmadıkları için düşünceyi geliştirmezler.Sonradan Kazanılan Kavramlar
Sistemli olarak öğrendiğimiz kavramlardır.Yani sistemli olarak sunulurlar.Düşünceyi geliştirirler.
Sesli düşünme daha sonra kaybolmaz.İçsel konuşmaya(sessiz düşünmeye) dönüşür.Yakınsal Gelişim Alanı
Bilen bir çocuk ya da bilmeyen bir çocuğa yetişkin kılavuzluk yaparak bilmediği şeyi nasıl yapacağını gösterirse, çocuk kendi başına iken yapamadığını yapabilir duruma gelir.Burada bir klavuzluk ile çocuğun yapamadığını yapması bir üst evreden sadece tek bir özelliği çekmek demektir.Yakın Gelişim Alanı
Çocuğun ya da bireyin kendi başına yapamadığı bir şeyi yardım ya da kılavuzluk yapıldığında yapabilir duruma geldiği düzeye yakın gelişim alanı denir.
Buradan anlayacağımız, kavramların benzerlik ve farklarına ne kadar hakimseniz düşünceniz o kadar gelişiyor.Vygotsky, dil düşünceyi geliştirir demektedir.Monolog yaparken çocuk kendi düşüncesini kontrol etmeye başlar.Çocuk dönemde ne kadar çok monolog yaparsa ileride o kadar sistemli ve planlı düşünür.Monolog, etkili ve ikna edici konuşmayı sağlar.Hitabet sanatı(politikacılar ve sanatçılarda olduğu gibi.)Bu herife göre monologta iletişim vardır.Yetişkin ya da akranın sorular, benzetmeler ve örneklerle çocuğun yapamadığını yapabilir duruma getirilmesine yetişkin veya akran kılavuzluğu denir.İçselleştirme
Çocuk, yakın gelişim alanında edindiği yeni becerileri içselleştirir.Böylece yakın gelişim alanı eskiden olduğundan daha ileri gider.Yapı İskelesi Kavramı
Öğretenin ya da akranın, çocuğun ya da öğrenen bireyin henüz bilmediği bilgileri örnek ve benzetmeler kullanarak öğrenmesi sırasında kullandığı örnek ve benzetmeler başka bir deyişle öğretim araçları yapı iskelesi kavramıdır.
Çocuğa yapmadığını yaptırıyoruz.Böylece eğitim düşünceyi geliştiriyor.

Gördüğünüz gibi Vygotsky’in Piaget’ten farkı deneyimin sosyal olmasıdır.

Başka insanlarla kurulan ilişki düşünceyi değiştiriyor.

Piaget’e göre dilin düşüncede hiçbir görevi yoktur.İster 2 milyon kelimeden oluşan İngilizce, istersede Türkçe ya da 300 kelimeden oluşan kabile dili olsun fark etmez…Dilin düşüncede rolü yoktur.Sadece sosyal aktarımdır.

Vygotsky’e göre ise dilin düşüncede rolü vardır.Dil düşünceyi geliştiren üst düzey bir araçtır.

Piaget, monoloğun nedenini benmerkezci olarak görmektedir.Piaget’e göre çocuk o kadar benmerkezcidir ki iletişim ihtiyacı duyulmaksızın çocuk kendi kendine konuşmaktadır.

Lakin Vygotsky’e göre monolog sesli düşünmedir.Monologlar zamanla kaybolmakta ve “İçsel Konuşma” yani sessiz düşünmeye dönüşmektedir.

Monoloğun bilişsel gelişimde oldukça önemli yeri vardır.Monolog yaparken çocuk kendi düşüncesini kontrol etmeye başlar.Bu dönemde çocuk ne kadar çok monolog yaparsa ileride o kadar sistemli ve planlı düşünür.Konuşurken daldan dala atlayanlar ya da kompozisyon yazarken ilk cümle ile son cümle arasında ilişki olmadan yazanlar vardır.Bunlar, bu yaş aralığında fazla monolog yapmamış kişilerdir.Monoloğu çok yapanlar, düzgün konuşur yani hitabet sanatı vardır ve kompozisyonda giriş ve sonuç bağlantısını güzel kurarlar.

Yakın Gelişim Alanı

Piaget’e göre bir evreden diğerine olgunlaşma ve fiziksel deneyim ile geçildiğinden bahsetmiştik.Dolayısıyla belli bir yaşa gelmeden işlem öncesindeki bir çocuğun somut işlemler dönemininin özelliği olan matematiği asla yapamaması gerekmektedir.

Lakin 5 yaşındaki bir çocuğu ele alırsak, Piaget’in iddaasının aksine sokakta tartıcılık yapan, simit satan çocuklar aldıkları paranın üstünü hesaplayabilmektedirler.Yani matematiksel işlemi işlem öncesindeki bir çocuk yapabilmektedir.Eee hani Piaget’e göre bu tür işlemleri yapabilmesi için çocuğun somut işlemlere geçmesi gerekiyordu…İşte yapıyor deyuz…

İşte burada Vygotsky’e göre düşünürsek eğer, 5 yaşındaki bir çocuk kendi başına sittin sene matematiksel işlem yapmayı öğrenemez.Ancak bir yetişkin ya da akranı bu çocuğa klavuzluk yaparsa kendi başına yapamadığı işlemleri yapabilir duruma gelir.Bir yetişkin ya da akran çocuğa örnekler ve benzetmeler ile para üzerinde dört işlemin nasıl yapılacağını öğretirse çocuğun kendi başına asla öğrenemeyeceği bu işlemleri öğrenebilmesini sağlar.

Yakınsal Gelişim Alanı

Çocuğun kendi başına yapamadığı ancak bir yetişkin ya da akran kılavuzluğu ile yapamadığını yapabilir duruma gelmesi yukarıda bahsettiğimiz gibi Yakın Gelişim Alanıdır.Ancak bu çocuk yalnızca para üzerinde dört işlemi yapabilmekte ama çocuğun önüne 4+3=? gibi işlem konulduğunda yapamamaktadır.Bunlar için tekrar kılavuzluk alması gerekecektir.Dolayısı ile yakın gelişim alanı, tek bir alanda çocuğun düşüncesinin ileriye çekilmesidir.

İçselleştirme

Birey yukarıdaki bahsettiğimiz süreyi içselleştirir.Yani kendi başına yapabilir duruma gelir.

Destekleme / Yapı İskelesi Kurma

Bir yetişkin ya da akranın, çocuğu yakın gelişim alanına çekerken kullandığı örnekler, benzetmeler, sorulardır.Başka deyişle, çocuğu yakın gelişim alanına geçerken kullanılan öğretim yöntem ve tekniklerdir.

Vygotsky Kuramından Çıkan Sonuçlar

  • Yetişkin ya da akran kılavuzluğu…İdeal olan akran kılavuzluğudur.
  • İşbirlikçi öğrenme(Kubaşık).Çocukları bir araya getiriyorsun, birlikte çalışıp öğreniyorlar.
  • Açık sınıf uygulamaları.1, 2, 3, 4 ve 5. sınıfların bir arada olduğu tüm öğrencilerin öğretmenin kılavuzluğunda birbirlerinden öğrendiği sınıf ortamlarıdır.
  • Bilişsel çıraklık.Öğretmen olmayıp, öğretmen olan herkez bilişsel çıraktır.Okul öncesinde aktif uygulanır.Ya da ben şuanda stajyer öğretmenlik yapıyorum.Aslında bilişsel çıraklık yapıyorum.
  • Yapı iskelesi ya da destekleyici etki.Çocuğu yakın gelişim alanına çekerken kullanılan her türlü malzeme.
  • Akran danışmanlığı.
  • Dil düşünceyi geliştiriyor.(Eğitim, Sosyal Çevre, Sosyo Ekonomik, Kültür).Piaget’te bunların etkisi sıfırdır.

 

PiagetVygotsky
  • Çocukta, hazırbulunuşluk olacak.
  • Deneyim fizikseldir.Dokunacak, görecek, yaşayacaksın.Çocuk kendi kendine öğrenir.
  • Öğretmenlij(Öğrenci öğretmenliği)(8 yaşındaki 5 yaşındakine öğretmenlik yapar.Uzmanlık önemli.)
  • Çevre, fizikseldir.Düşünceyi değiştirmez.
  • Çocukta, malzeme hazır olacak.
  • Deneyimde sosyal kılavuzluk var.
  • Öğretmenlikte akran klavuzluğu var.Uzmanlık ya da üst devrede olmak önemli değil.Bilmek önemli.
  • Çevre, kültürel araçlar var.İçinde bulunduğumuz kültürün araçları düşünceyi geliştiriyor.

Dikkat!!!
Soruda Öğretme varsa Vygotsky’i yapıştırıyorsun.
Eğer öğretme kendiliğinden gerçekleşiyorsa sorunun cevabı Model Almadır.(Dolaylı Öğrenme)

Bir tek Piaget’te öğretmen öğrenciyi bağımsız bırakacak…Onun dışında herkezde kılavuzluk vardır.

Yakın gelişim alanı, durumudur.
Yapı iskelesi, örnek, benzer soru, yapıp gösterme

Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları

Merhaba dostlar.Önceki yazılarımdan Gelişim Psikolojisinin En Temel Kavramları başlıklı yazımda gelişim psikolojisinin en temel kavramlarına değinmiştik.Bu dersimizde ise, gelişim psikolojisinin temel kavramlarına değineceğiz.
Okumaya devam et

Gelişim Psikolojisinin En Temel Kavramları

Merhaba arkadaşlar.Bir önceki Gelişim Psikolojisi ve Gelişim Alanları başlıklı yazımızda Gelişim Psikolojisine giriş yapmıştık.Bu yazımızda Gelişim Psikolojisinin en temel kavramlarına değineceğiz.Bu kavramlar bu dersin temelini oluşturduğu için önemlidir.Olayı basite indirgeyerek oldukça kolay ve akılda kalıcı bir anlatım yapmaya gayret göstereceğim.
Okumaya devam et