Aylık arşivler: Kasım 2014

Öğretim Stratejileri – Buluş Yoluyla Öğretim

Bruner tarafından Bilişsel Kuram çerçevesinde oluşturulmuştur.

Öğretmenin verdiği örnekler ve yönelttiği sorular yardımıyla, öğrencilerin, bir konudaki temel kavram, ilke ve genellemeleri bulmaları ve keşfetmeleri.

Öğretmen, rehberdir.
Öğrenci, aktif ve merkezdedir.

Öğrencilere örnekler vererek sezgisel düşünme becerilerini geliştiririz.(Merak ve keşfetme gibi içsel güdüler harekete geçirilerek buluşu gerçekleştirmek)

Parça – Bütün – Parça yani tümevarımsal bir temeldedir.

  1. “Örnek – Kural” stratejisidir.Önce örnek verilir sonra tanım bulunur.
  2. Sürecin sonunda öğrenci kural ve genellemelere ulaşır.En önemli budur.
  3. Daha çok kavrama ve uygulama düzeyinde kazanımlar ön plandadır.Uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeyinede çıkabilir.Lakin bilgi düzeyinde bir işe yaramaz.
  4. Tümevarım yoluyla öğretim yapılır.
  5. Sezgisel düşünme ön plandadır.Öğretmen öğrencilere olacakları ve bulacakları şeyleri söylemez.İpucu veya örneklerle hissettirir.
  6. Sınıf içi bir etkinliktir.Sunuş ile ortaktır.
  7. Öğrenci merkezde öğretmen rehberdir.
  8. Dersin daha çok gelişme bölümünde kullanılır.Sunuşta girişti.
  9. Öğretimde içsel pekiştireçler kullanılır.
  10. Problem çözme sürecidir.
  11. Sınıf sayısı az olmalıdır.
  12. Soyut bilgi, olguların öğretiminde kullanılmaz.
  13. Öğrencinin, ilgi, merak ve güdülenme düzeyi ön plandadır.
  14. Öğrenciler birer küçük bilim adamı olarak görülür.Buluşta da anlamlı öğrenme vardır.Ama bağlantıları öğrenciler kurar.

Buluş Yoluyla Öğretim Boyutları

Yapılandırılmamış BuluşYapılandırılmış Buluş
  • Plansız ve tesadüfidir.
  • Çok zaman alabilir.
  • Okul öncesine daha uygundur.
  • Planlı ve organizedir.
  • Daha az zaman alır.
  • İlk orta ve yüksek öğretime daha uygundur.

Her zaman buluş, sunuştan daha uzun sürer.

  1. Öğretmen konuya ilişkin örnek sunar.
  2. Öğrenciler örnekleri tanımlar, betimler.
  3. Öğretmen ek örnekler verir.
  4. Öğrenciler ek örnekleri tanımlar ve verilen örnekleri karşılaştırır.
  5. Öğretmen zıt örnek verir.
  6. Öğrenciler örnekleri karşılaştırır.
  7. Öğrenciler tanımı yapar.İlke ve genellemeye gider.
  8. Öğrenciler yeni örnekler verir.

Öğretim Stratejileri – Sunuş Yoluyla Öğretim

Derste izlenen genel yol olan öğretim stratejilerinden sunuş yoluyla öğretim stratejisine göz atacağız.

Sunuş Yoluyla Öğretim – Alış Yoluyla – Anlamlı Öğrenme

Ausubel tarafından Bilişsel Kuram çerçevesinde geliştirilmiştir.

Bir öğretmen, bir konudaki temel kavram, ilke ve genellemeleri ardışıklık ilkesine göre öğrencilere açıklamasıdır, aktarmasıdır.Yani sunmasıdır.

Öğretmen, aktif ve merkezdedir.
Öğrenci, yarı aktiftir.

Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmen temel kavram ve ilkeleri açıkladıktan sonra öğretmen örnek verir, soru – cevap yapar, kavram haritaları oluşturur ve öğrencileriyle yoğun bir etkileşim yaşar.

Sunuç Yoluyla Öğretim, Düz Anlatım demek değildir.Çünkü anlatım yönteminde bilgiyi öğretmen açıklar, öğrenci pasif bir şekilde dinler.

Bütün – Parça – Bütün yani tümdengelimsel mantıkta bilgi öğrenciye sunulur.

Anlamlı öğrenme nedir?

Yeni bilgiyle ön bilgi arasında bağlantı kurarak öğrenmenin kalıcılığını arttırmak.

Yaparak – Yaşayarak öğrenme olmadığı için üst düzey bilişsel kazanımlar için kullanışsızdır.

  1. “Kural – Örnek” stratejisidir.Önce tanım yapılır.Sonra örnek verilir.
  2. “Anlamlı Öğrenme” temel alınır.
  3. Tümdengelim yoluyla öğretim yapılır.Genelden özele.
  4. Ön organize ediciler yoluyla içerik öğrenciye aktarılır.
  5. Kavram haritaları içeriğin aktarımında önemlidir.En çok bu kullanılır.
  6. Öğretmen merkezlidir.Öğrenci aktif alıcı konumundadır.
  7. Dersin daha çok giriş bölümünde kullanılır.
  8. Bilişsel alanın bilgi ve kavrama düzeyinde hedeflerin kazanımıda etkilidir.
  9. “Soyut, Sosyal ve Sözel” içeriğe ait bilgilerin aktarımında kullanılır.
  10. Kalabalık sınıflarda, az zamanda çok şeyin anlatımında kullanılır.Bu nedenle ekonomiktir.
  11. Bireysel farklılıklar önemli değildir.Öznellik yok, nesnellik hakim.
  12. Sınıf içi etkinliktir.
  13. İletişim sözeldir ve öğretmen öğrenci arasındadır.(Ulan zaten sınıftayız, öğrenciyle muhtar arasında olacak değil ya)
  14. Dışsal pekiştireçler kullanılır.İç motivasyon yok denecek kadar azdır.
  15. Materyal, araç – gereç, model, numune, grafik, tablo… kullanılarak kalıcı öğrenmeler sağlanır.Hem anlat hemde materyal kullan.Açıklık ilkesi…
  16. Öğretmen, soru – cevap, mizah, örnek olay ve ses tonu kullanımıyla sözel destek kullanarak sunumu sıkıcı olmaktan kurtarmalıdır.

Örgütleyiciler(Organize Ediciler)

Ön ÖrgütleyicilerKarşılaştırmalı Örgütleyiciler
Dersin girişinde ön bilgileri ortaya çıkarmak ve yeni konunun tanıtımını yapmak için kullanılır.Dersin gelişme veya sonuç boyutunda önceden bilinenlerle yeni öğrenilenleri kıyaslamak için kullanılır.

Sunuş Yoluyla Ders İşleme Adımları

  1. Öğretmen ilke(kural) genellemelerini açıklar.Yani temel kavramları açıklar.
  2. Öğretmen kavramları tanımlar.Yani alt kavramları açıklar.
  3. Öğretmen konuyla ilgili örnek verir.
  4. Öğretmen konuyla ilgili olmayan zıt örnek verir.
  5. Öğrenciler kendi örneklerini verir.
  6. Öğretmen konuyu özetler.
  7. Öğretmen dersi değerlendirir.Nesnel ve sonuca yönelik değerlendirme.

Öğretim İlkeleri

Öğretmenin dersini daha etkili ve verimli işleyebilmek için yaptığı eğitim durumları düzenlemelerine öğretim ilkesi denir.

1-) Öğrenciye Uygunluk(Görelilik – Öğretimin Bireyselleştirilmesi)

Her türlü öğretim faaliyetinde, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyini, bireysel ve gelişimsel özelliklerini, ilgilerini, yeteneklerini, ihtiyaçlarını, fizyolojik ve psikolojik özelliklerini göz önünde bulundurmaktır.

  • Psikolojik(öğrenci düzeyi) temelle yakından ilişkilidir.
  • Bireysel(öğrencinin ihtiyaçları) temelle ilişkilidir.

Örnek olarak,

Okul öncesinde düz anlatım yöntemi nadiren kullanılırken, oyun etkinlikleri çok sık kullanılır.

2-) Hayatilik(Yaşama Yakınlık – İşlevsellik)

Okul yaşamın kendisidir.Öğretilenler çocuğun gerçek hayatta işine yarayacak.

Örnek olarak,

Eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına materyal tasarlama becerisinin öğretilmesi.

3-) Somuttan Soyuta

Önce pratik uygulama, sonra teorik bilgi.

Örnek olarak,

Toplama işlemi öğreten öğretmenin önce renkli sayı fasülyelerini sonra rakamları kullanması.

4-) Etkin Katılım(Aktivite – İş İlkesi Yaparak Yaşayarak Öğrenme)

Kişi ne kadar çok duyu organını kullanarak öğrenmeye katılırsa o kadar kalıcı öğrenmeler gerçekleşir.

Gezi, gözlem, drama, rol oynama vs. gibi yöntem teknikleri bu ilkenin uygulamaya geçmiş halidir.

Örnek olarak,

Öğrenciler yakın çevredeki ağaç türlerini inceledikten sonra sınıfta bir gözlem raporu yazar.Sonrasında ekip çalışmasıyla raporları analiz eder, üzerinde tartışır ve değerlendirme yapar.

5-) Açıklık(Ayanilik)

Dikkat soru adayı bir ilkedir.

a) Öğrenme ve öğretme sürecinde verilen bilgilerin açık – net ve anlaşılır bir dille ifade edilmesi gerekir.

b) İletilecek mesajların açık ve anlaşılır bir şekilde öğrenilmesi için farklı araç – gereç ve materyal kullanımına gidilmesi, deneylere yer verilmesi yoluyla birçok duyu organının etkin katılımı sağlanarak açık bir şekilde bilgilerin elde edilmesi sağlanmalıdır.

Örnek olarak,

Öğretmenin Çanakkale savaşı konusunu anlaşılır bir üslupla anlatırken, fotoğraflar göstererek örnek vermesi…

Ne kadar çok örnek verilirse o kadar çok anlaşılır olur.

Bu özellik içerik düzenleme yaklaşımlarının özelliklerinden Şema ilkesine, öğrenme psikolojisinde öğrenme malzemesinin özelliklerinden olan Telaffuz Edilebilirliğe karşılık gelir.

6-) Ekonomiklik(Tasarruf)

En az maliyetle, en kısa sürede, en fazla davranış değişikliğine ulaşmaktır.

Örnek olarak,

Halka açık yerlerde hizmet alırken sıraya geçmenin önemini işleyen öğretmenin drama yöntemi kullanarak para harcamadan kısa sürede öğrencilerine hem bilgi hem beceri hemde tutum kazandırması.

7-) Aktüalite(Güncellik)

Amaç, yaşanan hayatın gerçekleriyle yüzleşme fırsatının verilmesi, yakın çevre ve yakın zamana ait bilgilere(son bir yıl) yer verilmesidir.

Fakat bazı olaylar bir yıldan daha eski zamanda gerçekleşmiştir.Öyle olsa bile güncelliğini korumaya devam ediyorsa gene bu ilke geçerlidir.

Örnek olarak,

Öğrenciler çevrede, dünyada olanlardan farkında olsun.Bilinç düzeyi yüksek olsun.Olaylardan bi haber değil haberdar olsun.

Öğretmen yazılı ve görsel medya haberlerini sınıfa taşıması.

😎 Bilinenden Bilinmeyene

Dikkat soru adayıdır.

Önce ön bilgileri hatırlatma, sonra yeni bilgiyi öğretme.

Örnek olarak,

Denk küme konusunu işlemeden önce küme, eleman ve eleman sayısı konularını hatırlatmak.

9-) Yakından Uzağa(Zaman – Mekan Boyutu)

a) Öğrenciye öğretilecek bilgilerin düzenlenmesinde uygun örneklerin seçimi yakın çevreden uzak çevreye doğru olacak şekilde düzenlenmelidir.

b) Çevreyle birlikte yaşanan olaylar ve zaman açısından da yakın zaman ve olaylardan uzak zaman ve olaylara gidilecek şekilde konuların ele alınmasını da içermektedir.

Örnek olarak,

Köyde görev yapan bir sınıf öğretmeninin yaşadığımız yer isimli üniteyi “köyümüz”, “ilçemiz”, “ilimiz”, “bölgemiz”, “ülkemiz” ve “dünyamız” sırasıyla işlemesi…

10-) Basitten Karmaşıklığa(Kolaydan Zora)

Örnek olarak,

Dört işlem öğretirken “toplama”, “çıkarma”, “çarpma” ve “bölme” sırasının kullanılması.

Beden eğitimi dersinde önce düz sonra ters taklanın öğretilmesi…

11-) Bütünlük

a) “Gelişim bir bütündür” ilkesi temel alınır.Öğrenci fiziksel, zihinsel, psikolojik ve soyal açıdan bütün olarak ele alınır.

b) Konular ve konulara dayalı sürdürülecek etkinlikler bir bütünlük içinde ele alınmalıdır.Özellikle ilköğretimde benzer nitelikteki içeriklerin bir araya getirilmesi(Geniş Alan Tasarımı) ya da farklı disiplinlere ait içeriklerin bir araya getirilmesi(Disiplinlerarası) sağlanarak içerik ve etkinliklerin buna göre düzenlenmesidir.

c) Bu ile aynı zamanda rehberlikte yöneltme fonksiyonuna da karşılık gelir.

12-) Sosyallik(Otoriteye İtaat ve Özgürlük)

  • Sosyalleşme sürecinde kurallara uymanın önemi vardır.(otoriteye itaat)
  • Birey kurallara uyarken kendi kararlarını alabilme, kendi kendini yönetme, hür karar verme mutluluğu ve sorumluluğu da okulun görevlerindendir.(Özgürlük)

Örnek olarak,

Milli eğitimdeki proje ödev konularını öğretmen belirleyip sınıfa taşır.(Otoriteye İtaat)

öğrenciler bu konular arasında istediğini seçip yapar.(Özgürlük)

13-) Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması

Değişmeyen, kalıcı ve nesnel bilgilerin öğrencilere öğretilmesidir.

  • Çağdaş öğretim kuramlarında bu ilkenin geçerliliği yoktur.Çünkü mutlak evrensel değişmeyen bilgiden çok bilginin değişebilirliği esastır.

Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında bu ilkenin geçerliliği yoktur.Çünkü yapılandırmacılıkta bilgi öznel ve değişkendir.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler – Öğrenme Yöntemiyle İlgili Faktörler

Öğrenen kişinin nasıl bir yol izlediği, yani kullandığı strateji, onun öğrenmesine olumlu ya da olumsuz şekilde etki edebilir.

Konunun Yapısı

Konu anlamlı ve kolayca birbirine bağlanabilir nitelikte sunulmasıdır.

Tümevarım ve tümdengelim olarak ikiye ayrılır.

A-) Bütün – Parça – Bütün
Önce konun geneline bakılır, sonra ayrıntılar ele alınır.(Gestalt Yaklaşımı)
Bu tümdengelimseldir.

B-) Parça – Bütün – Parça
Önce konu parçalara bölünür, sonra bütünleştirilir.
Bu tümevarımsaldır.

Öğrenmeye Ayrılan Zaman

Öğrenme için ayrılan zamanın nasıl düzenlendiğine bağlı olarak öğrenme yöntemleri aralıklı çalışma ve toplu çalışma şeklinde sınıflandırılabilir.

Aralıklı Çalışma

Öğrenilecek malzemenin belirli zaman aralıklarıyla tekrar edilmesi ve derse düzenli bir şekilde çalışılması anlamına gelir.

Öğrenmeye ayrılan zamanı parçalara bölerek öğrenmedir.

Toplu Çalışma

Derse sadece sınav öncesinde sıkış bir zaman dilimde ve göre uzun bir süre çalışmayı, yani yalnızca sınavdan önce yoğun bir şekilde çalışmayı ifade eder.Toplu çalışmanın bazı avantajları vardır.

Öğrenmeye ayrılan zamanı tek seferde blok halinde kullanmaktır.

Etkin Katılım

Aktif katılım demektir.Yaparak – yaşayarak öğrenmektir.Öğrendiğimiz konunun içinde olmaktır.

Sonuçlar Hakkında Bilgi(Geribildirim/Dönüt/Düzeltme)

Öğrenciye ne kadar öğrendiği hakkında öğrenciyi bilgilendirmektir.

Düzeltme ise öğrenme eksikliklerini, yanlışlıklarını gidermektir.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler – Öğrenenle İlgili Faktörler

Öğrenen kişi ya da organizmanın sahip olduğu kimi özellikler onun öğrenmesini kolaylaştırabilir ya da zorlaştırabilir.

Türe Özgü Hazır Oluş(Doğuştan Donanım)

Organizmanın herhangi bir davranışı öğrenebilmesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip oluşuna türe özgü hazır oluş denir.Bir türe ne öğretip ne öğretemeyeceğimizi biyolojik altyapı sınırlar, belirler.

Öğrenme konusuyla ilgili bireyin doğuştan biyolojik donanıma sahip olmasıdır.

İnsan türü doğuştan konuşabilecek organlara sahiptir.

Kuşlar dünyaya geldiklerinde kanatları vardır.Uçma ile ilgili doğuştan donanıma sahiptirler.

Olgunlaşma

Organizmanın doğuştan sahip olduğu yeterliklerin kendiliğinden(öğrenme olmaksızın) ortaya çıkarak ulaşabileceği düzeye ulaşmasına olgunlaşma denir.

Olgunlaşmanın kendisi öğrenme değil ama öğrenme için ön koşuldur.

Genel Uyarılmışlık Hali

Uyarılmışlık düzeyi, bireyin çevreden gelen uyarıcıları alma derecesidir.Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin belli bir uyarılmışlık düzeyine gelmiş olması, yani çevreden gelen uyarıcılara belirli bir ölçüde açık olması gerekir.

Organizmanın gelen uyaranları alabilecek, işleyebilecek durumda olmasıdır.

Genel uyarılmışlık halini başka bir şekilde yorumlamak gerekirse eğer, kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, enerjisini yapacağı işe verebilmesine genel uyarılmışlık hali denir.Herhangi bir öğrenmenin yapılabilmesi için bireyin enerjisini yaptığı iş üzerinde yoğunlaştırması gerekir.Ekranda bu metni okurken, aynı zamanda gitmeyi düşündüğünüz tiyatroya, kimlerle gideceğinizi tasarlıyorsanız büyük olasılıkla öğrenme gerçekleşmeyecektir.

Ders yapmak istiyorsun ama dün gecenin yorgunluğundan(artık ne yaptıysan) deli gibi uykun geliyor ve uyukluyorsan genel uyarılmışlık halin düşük demektir.

Hani uzmanlar ebeveynlere, “çocuklarınızı masada ders çalıştırın, yatarak ya da uzanarak ders yapmasınlar” demesinin sebebi, yatarak ya da uzanarak yapılan ders sürecinde uykunun gelmesi ve genel uyarılmışlık halinin düşmesidir.

DİKKAT!!!
Genel uyarılmışlık hali çok yüksek ya da çok düşükse öğrenme olumsuz etkilenir.

Kaygı

Organizmanın içinden gelen uyarılmışlıktır.

Başka bir deyişle, geleceğe ilişkin olumsuz düşüncelerdir.

DİKKAT!!!
Kaygı çok yüksek ya da çok düşükse öğrenme olumsuz etkilenir.

Dikkat ederseniz eğer, öğrenmenin olması için genel uyarılmışlık hali ve kaygı optimum seviyede olması gerektiği kadar olmalıdır.

Güdülenme(Motivasyon)

Organizmayı çalıştıran enerjiye denir.Organizmayı bir işe başlatan, işi ısrarlı – kararlı bir şekilde devam ettiren her türlü içsel ve dışsal güç, güdülenmedir.

KISACA, ÖĞRENCİDE ÖĞRENME İSTEĞİNİN OLUŞMASIDIR…

Güdünün kaynağı fizyolojik ihtiyaçlarsa(açlık, susuzluk, cinsellik vb.) “birincil güdüler” etkisi altındadır.Doğuştan getirilen, öğrenilmemiş güdülerdir.Birincil güdülerin amacı organizmanın hayatta kalmasını sağlamaktır.

ikincil güdüler” ise sosyal güdülerdir(sevgi, saygı, başarı, onaylanma vb.) Sonradan, öğrenme yoluyla kazanılmışlardır.

Merak ettiği için, ilgi duyduğu için kişisel çabalamak ise “içsel güdülenme” dir.

Öğrenme isteğinin çevrenin etkisiyle dışarıdan oluşması ise “dışsal güdülenme” dir.

Genel uyarılmışlık haliyle, güdülenmeyi karıştırmamalısınız.
Uyarılmışlık, organizmanın dış dünyadan gelen uyarıcılara ne ölçüde açık olduğu anlamına gelir.Bir anlamda organizmanın uyanıklık derecesidir.

Güdülenme ise davranışı yapmaya istekli olmak demektir.
Kişi yeterince güdülenmiş olduğu halde uyarılmışlık seviyesi yeterli olmazsa öğrenme yine gerçekleşmez.
Örneğin ders çalışmayı istiyor(güdülenmiş) olabilirsiniz ama önceki gece uyuyamamışsanız bu nedenle de uykunuz geliyorsa okuduklarınızı anlamanız ve öğrenmeniz mümkün olmayacaktır.

Öğrenmenin Aktarılması(Aktarma – Transfer)

Duyuların veya psikafizik enerjinin bir noktaya odaklanmasıdır.

AktarmaKet Vurma
  • Aktarmada önemli olan şey öğrenme sürecidir.

Soruda “öğrenme süreci” geçiyorsa Aktarmayı yapıştıracaksınız.

  • Aktarma bir konunun öğrenilmesiyle ilgilidir.
  • Aktarma önceki bilginin, yeni bilginin öğrenilmesine sürecini etkilemesi olayıdır.

Aktarma

Gördüğünüz gibi yeni öğrenilmeye çalışılan bilgiyi, önceki bilgiler etkilemektedir.

Soruda “unutma”, “unutturma”, “karıştırma” geçiyorsa cevap ket vurmadır.

  • Ket vurma ise hatırlama ile ilgilidir.Sürecin sonunda.

Olumlu Transfer

Öğrenilen bir bilginin ya da becerinin benzerini kolaylaştırmasıdır.

Önceden öğrendiğimiz bir bilginin yeni bilginin öğrenilmesini kolaylaştırması ve hızlandırmasıdır.

Matematiği biliyorsanız, fiziği daha rahat öğrenirsiniz.

Olumsuz Transfer

Önceki bilgi ya da davranışın yeni öğrenme durumunda yeni öğrenmeyi zorlaştırması ya da engellemesidir.

Önceki bilginin, yeni bilgiyi öğrenilmesini zorlaştırması ve yavaşlatmasıdır.

F klavyeyi öğrenmişse, Q klavyeyi öğrenirken F klavye bilgilerimden dolayı yavaş ve zor öğrenirim.

Ya da

Sol direksiyon kullanan bir şöföre sağ direksiyon bir araç verilirse o şöför vites atarken arabanın sağ kapısını yerinden söküyorsa işte bu da olumsuz transferdir.Çünkü önceki bilgisi olan sol direksiyon, sağ direksiyon öğreniminde zorluk çıkarıyor ve yavaşlatıyor.

Ket Vurma

Öğrenme süreciyle ilgili değil, hatırlama süreciyle ilgilidir.

Öğrenilmiş bitmiş iki bilginin birbirlerini unutturması, karıştırması durumudur.

Ket Vurma

Gördüğünüz gibi öğrenimi bitmiş iki bilgi söz konusudur.Ve bu bilgilerin birbirleri arasındaki unutturma, karıştırma ilişkileri söz konusudur.

Şimdi “İleriye Ket Vurma” ve “Geriye Ket Vurma” durumlarına değinmeden önce şöyle bir bilgi vereyim.

HANGİSİ HANGİSİNİ UNUTTURUYORSA UNUTULANIN ADINI ALIR

Şimdi bakalım…

İleriye Ket Vurma

Her iki bilgide kişide vardır.Eski bilgi yeninin hatırlanmasını engelliyorsa ileriye ket vurmadır.

Önceki bilginin sonraki bilgiyi unutturması, karıştırması durumudur.Haliyle önceki bilgi yani geri bilgi, sonraki bilgiyi yani ileri bilgiyi unutturduğu için, unutulan da ileri olduğu için, ileriye ket vurma oluyor.

Geriye Ket Vurma

Her iki bilgide kişide vardır.Yeni bilgi eskisinin hatırlanmasını engelliyor.

Sonraki bilginin önceki bilgiyi unutturması karıştırmasıdır.Sonraki bilgi yani ileri bilgi, önceki bilgiyi yani geri bilgiyi unutturduğu için geriye ket vurma oluyor.

Öncelik Etkisi

Önceden öğrenilen bilgilerin sonraki öğrenilenlere göre daha iyi hatırlanmasıdır.

Sonralık Etkisi

En son öğrenilen bilgilerin önceki bilgilere göre daha iyi hatırlanmasıdır.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler

Öğrenenle İlgili FaktörlerÖğretim Yöntemiyle İlgili FaktörlerÖğrenen Malzemesiyle İlgili Faktörler
Türe Özgü Hazır OluşKonunun YapısıAlgısal Ayırt Edilebilirlik
OlgunlaşmaÖğrenmeye Ayrılan ZamanAnlamsal Çağrışım
Genel Uyarılmışlık HaliEtkin KatılımKavramsal Gruplandırma
KaygıSonuçlar Hakkında BilgiTelaffuz Edilebilirlik
Güdülenme
Dikkat
Öğrenmenin Transferi

Öğrenme Psikolojisi

Öğrenme

Organizmanın bir ihtiyaç ya da etki dolayısı ile kendiliğinden çevre ile etkileşime girmesi ve bunun sonucu olarak organizmada büyük ölçüde kalıcı izli davranış değişikliği oluşması sürecidir.

Yani öğrenme,

Yaşantı ürünü, nispeten kalıcı izli bir davranış değişikliği

dir.

Gördüğünüz gibi öğrenme, hem tanımdır hemde koşul.Yani öğrenme oluşabilmesi için “yaşantı ürünü” olması, “nispeten kalıcı izli” olması ve “davranış değişikliği” olması gerekmektedir.

Peki…

Şimdi biz burada 6 saat öğrenmeyle ilgili örnekler verebiliriz.Lakin bunun sonu yoktur.Halbuki öğrenme olmayan davranış değişikliklerinden bahsedersek kanımca olayı daha pratik bir şekilde özetlemiş olacağız.

Öğrenme Sayılmayacak Davranış Değişiklikleri Nelerdir?

  1. Refleks davranışlar öğrenme değildir.
  2. İçgüdüler öğrenme değildir.(Bir türün tüm üyelerinde aynı biçimde gözlenen davranıştır.Sadece hayvanlarda vardır.)
  3. Geçici davranışlar öğrenilmiş değildir.Çünkü bu davranışlar hastalık, yorgunluk, ilaç, alkol, aşk vs. gibi nedenlerle ortaya çıkan davranışlardır.
  4. Olgunlaşma sonucu ortaya çıkan davranışlar öğrenme değildir.Çünkü bu davranışlar zaten olacaktır ve olgunlaşmadan bildiğimiz üzere, çevreden ve yaşantıdan bağımsız olarak gerçekleşir.

Yaşantı

Bireyin çevresiyle geçirmiş olduğu etkileşimdir.

Davranış

Organizmanın uyarıcılara verdiği her türlü cevap ya da karşılık davranıştır.

Yani, organizmanın her türlü etkinliğidir.

İki tür davranış mevcuttur.

Türüne Göre DavranışlarKazanılmasına Göre Davranışlar
Bilişsel DavranışlarDuyuşsal DavranışlarPsikomotor DavranışlarDoğuştan Gelen DavranışlarGeçici Olan DavranışlarSonradan Kazanılan Davranışar
Düşünme, akıl yürütme.

Zihni kullanarak yapılan davranışlardır.

Duygu içerikli davranışlar.

Duygular duyuşsal davranışlardır.

Zihin kas koordinasyonuna dayalı davranışlardır.

Beden ve iskelet sistemini kullanarak yapılan her türlü davranıştır.

Refleks(bir uyarıcıya karşı gösterilen istemdışı basit bir tepkidir) ve içgüdü.Alkol, ilaç, hastalık, uykusuzluk, yorgunluk etkenlerinden oluşur.Etken ortadan kalktığından davranış görülmez.Formal, informal
Bu ikisinin öğrenmeyle alakası yoktur.Öğrenilmiş davranışlardır.

Organizmayı harekete geçiren, tepkide bulunmaya iten enerji ya da nesnedir.

Tepki

Organizmanın uyarıcıyı aldığında gösterdiği davranıştır.

Karşılık

Tepkinin aldığı tepkidir.Tepkinin aldığı sonuçtur.

Pekiştirme

Davranışın ardından olumlu, hoş uyarıcı vermektir.

Görmezden Gelme

Bir davranışı söndürmenin en etkili yolu görmezden gelmedir.

Son olarak denge davranışları hakkında bilgi verip dersimizi sonlandıralım.

Denge Davranışları

Vücudun dengesini sağlayan içgüdü ya da refleks olmayan ama doğuştan gelen davranışlardır.Örneğin, uyumak, kan dolaşımını sağlamak için hareket etmek gibi…

Kohlberg – Ahlak Gelişimi

Öncelikle Kohlberg baba ile Piaget’in karşılaştırmasını yapalım.

PiagetKohlberg
  • Çocuklarla çalışıyor.
  • 25 çocukla.
  • Yetişkinlerle çalışıyor.
  • Önce 8 ülkede sonra 26 ayrı ülkede aracını test ediyor.
  • Dinin ve kültürün etkisi yok diyor.

Kohlberg sorularında niyet önemlidir.

DüzeylerDüzeyler Hakkında Genel AçıklamalarEvrelerEvrenin ÖzellikleriUyma Nedenleri
Gelenek Öncesi
Kişi benmerkezcidir.Yalnızca kendisini düşünerek hareket eder.
  • Birey önemlidir.
  • Toplum dikkate alınmaz.
  • Bencildir.
  • Hep bana hep bana der.
  • İşlem öncesine benzer.
İtaat ve Ceza
  • Birey ceza alacağı için kurallara uyduğundan otoriteye bağımlıdır.Ortamda cezalandıracak otorite yoksa kurallara uymaz, varsa uyar.
  • İtaat ediyorum…Peki neye itaat?Cevap “Otoriteye”
  • Otoritenin kuralları çok önemli.
  • Piaget’in Dışa bağımlı döneme benzer.
  • Otorite varken kurallara uyulur.
  • Otorite yokken kurallara uyulmayabilir.
  •  Cezadan kaçmak.
  • Ortamda cezalandırabilecek otorite yoksa tüm kuralları ihlal eder.
Saf Çıkar
  • Birey uzun vadeli çıkarı için kısa vadeli bedel öder.Karşılıklı ilişkide amaç somut olarak bireyin fayda elde etmesidir.
  • Bencilliğin tam olduğu yerdir.
  • Birey için diğer taraftan ne alacağı önemlidir.
  • Sadece bencillik varsa yani bir pazarlık yoksa bu durumda da saf çıkarcılık söz konusudur.
    Bir başka deyişle, “Doğru davranış beni tatmin edendir, başkasının davranışları benim umurumda değildir.”
  • Kişi yalnızca kendini düşünüp hareket ediyorsa saf çıkarcılıktır.
  • Araçsal ilişkidir.
  • Uzun vadeli yarar.
  • Yapmış olduğu davranış uzun vadede kendisine somut olarak dönecektir.
  • Sevgi, saygı dönerse iyi çocuk oluşur.
  • Bedel
  • Karşılık
  • Tüccar ahlakı
Geleneksel
Toplumun beklentilerini ve düzeni dikkate alır.
  • Somut işlemlere benzer.
  • Toplum küçük olmalıdır.Yani yakın çevre, köy, kasaba, aile gibi…
  • Toplum önemlidir.
  • “Hep başkalarını mutlu edeyim”, “hep başkaları iyi olsun”, “beni siktir edin” demektir.
  • Birey önemli değildir.
  • Empati kurmaya başlanır.
İyi Çocuk
  • Küçük grubun beklentilerini, hedeflerini, çıkarlarını karşılamak önemlidir.
  • Saf çıkara benzer lakin arada fark vardır.Hangi iyilik karşılıksız olmaz ki…
  • Saf çıkarcılıkta araçsal beklenti varken buradaki manevidir.
  • Saf çıkarcılıkta bencillik varken burada taktir görmek, onaylanmak ve kabul görmek vardır.
  • Kişiler arası uyum.
  • Toplumsal yönelim.
  • Başkaları ne der? kafasındadır.
  • Göze girmek, iyi görünmek, kınanmak, laf söylemek önemlidir.
  • Torpil, kayırmacılık burada görülür.
Yasa Düzen

Toplumsal Sistem ve Vicdan
  • Düzeni sağlayan kurumlar, Ahlak, hukuk, din ile özdeşleşme, grubu ve insanları değil, kurumları ve düzeni korumak vardır.
  • Ahlak yasası.
  • Hukuk, yöneltmelik, devlet görünce aklınıza burası GELMEYECEK!!!
  • Her ne olursa olsun, hangi koşulda olunursa olunsun, insan hayatından bile, kanunlar, töreler ya da yasalar daha önemlidir.Birey her koşul altında bunlara uymak zorundadır.
  • İtaat ve Cezada otorite varken burada kitleyi ilgilendiren kurallardan bahsediyoruz.
  • İtaat ve Cezada otorite yokken kurallar çineniyordu lakin burada her durumda yasa geçerlidir.
  • Bu evredeki insan marsta bile yasalarla yaşar.
  • Kurallar içselleştiriliyor.
  • Zorunluluktan dolayı kurallara uyuyor.
  • Düzen sağladığı için kurallara uyuyor.
  • Cezalar artsın diyor, cezalandırıcılar çoğalsın diyor.
  • Biz ceza verelim kafasındadır.
Gelenek Ötesi
Ahlak kuralları üzerine düşünülüp eleştirilir.İlkeler ve bireysel haklar temel alınır.
  • İlkelerden dolayı ahlak kurallarına uyuyor ama ya da uymuyor.
  • İnsanların çok azı buraya çıkabiliyor.
  • Burada akıl ön planda.
  • Hem benim ihtiyaçlarım önemli, hemide toplum kuralları önemli.
  • Bencillik yok.
Toplumsal Sözleşme ve Bireysel Haklar

Sosyal Sözleşme
  • Rehberlik servisiyle yapılan herşey otomatikman buraya girer.
  • Herkesin yararınadır.
  • Herkesin yararını dikkate alarak kuralları değiştirmek, yeni kurallar ortaya koymak, bireysel hakları gözetmek vardır.
  • Kesinlikle kanunlara sahip çıkar.
  • Yasa ve Düzen her durumda, her koşulda ve hatta insan hayatından bile kanunları, yasaları ve töreleri üstün tutuyordu ve uyulması söyleniyordu.Lakin Sosyal sözleşmede ise bazı durumlarda kanunlar sorgulanabilir, eleştirilebilir hatta değiştirilmesi için eylemlerde bulunulabilir.
  • Herkesin yararı.
  • Tüm insanlar hatta tüm canlılara doğru genişler.
  • Herkesin yararına değilse, kurallar değiştiriliyor.
  • Kural yoksa kişi kural koyar.
  • Koyulan kurallar bireysel hakları ihlal edemez.
Evrensel Ahlak İlkeleri
  • Evrensel ilkeleri kabul etmek her insan ve canlının saygı değer olduğunu kabul etmek vardır.
  • Bu döneme çok az insan çıkabiliyor.
  • Ne olursa olsun insan hayatından, insan haklarından, barış, özgürlük ve adaletten daha üstün birşey yoktur demektedir.
  • Gerekirse de yasalar çiğnenir.Çünkü hiçbir şey insan hayatından önemli değildir.
  • İkilem yoktur.
  • Sosyal Sözleşmede ikilem vardır ama bunda yoktur.
  • İnsan hakları.
  • Adalet, eşitlik ve özgürlükle ahlak kurallarını değerlendirir.
EvreÖrnekler
İtaat ve Ceza
  • Dershanede çalışan bir öğretmenin müdür varken derslere girmesi yokken zamanında girmemesi.
  • Bir sürücünün trafik polisi yokken kırmızı ışıktan geçmesi.
  • Öğretmen yokken öğrencinin kopya çekmesi varken çekmemesi.
  • Annesi odadan çıkınca bilgisayarda oyun oynayıp annesi gelince ders çalışan çocuk.
Saf Çıkar
  • Bir çocuğun annesine “bilgisayar oynamama izin verirsen dersimi yaparım” demesi.
  • Al gülüm ver gülüm.
  • Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
  • Arkadaşlarının kopya çektiğini gören bir çocuğun öğretmeni sorduğunda bir gün bende çekerim düşüncesiyle görmedim demesi.
İyi Çocuk
  • Arkadaşları istediği için istemediği halde okuldan kaçıp sinemaya giden bir öğrenci iyi çocuk eğilimindedir.
  • Babasına iyi görünmek için ders yapan çocuk.
  • Bir hemşirenin hastanede tanıdıklarına önde sıra alması.
  • Bir millet vekilinin bende sizden biriyim diyerek seçildiği bölgeye okul yaptırması.
Yasa Düzen
  • Bir okul müdürünün kıyafet yönetmenliğine uymadığı için gerekçesi ne olursa olsun öğretmen hakkında soruşturma açması.
  • Ağır yaralı birini hastaneye götüren sürücünün, kırmızı ışıkta geçmek yasak olduğu için kırmızı ışıkta durması.
  • Sınav sisteminde yapılan değişiklik kendisinde olumsuz etkilediği halde gencin “yasalara uymalıyız, bir bildikleri vardır.Mutlaka” diyerek yasayı benimsemesi.
Sosyal Sözleşme
  • Sınav sisteminde yapılan değişikliğin adaletsizliğe yol açtığını gören bir öğrencinin bu yasanın değiştirilmesi için gerekli yerlere dilekçe göndermesi.
Evrensel Ahlak İlkeleri
  • Savaşa karşı eylem yapan, barışın gelmesi için çabalayan kişiler bu dönemdedir.
  • Bir ilk yardım durumda din, dil, ırk gözetmeksizin durumu en kötü olana öncelik tanımak.
  • Ağır yaralı olan birisini hastaneye götüren sürücünün ceza yiyeceğini bildiği halde kırmızı ışıktan geçmesi.

Piaget – Ahlak Gelişimi

Ahlak gelişimi konusunda en kapsamlı ve  ilk araştırma Piaget’in ahlak gelişimi kuramıdır.

Bir sonraki yazımızda inceleyeceğimiz Kohlberg, Piaget’in ahlak gelişimi kuramını geliştirmiştir.

Ahlak, Piaget ve Kohlberg için bilişsel gelişimin bir parçasıdır.Ahlakı değil yargıyı açıklarlar.

Ahlak Öncesi
  • Okul öncesi çocuklarda kural olmadığı için bu dönemde ahlak söz konusu değildir.
  • Dürtüsünü kontrol edemiyor.
Ahlaki Gerçekçilik
(Dışa Bağımlı, Heteronom Ahlak)
Somut İşlemler Dönemine Denk Gelmektedir.
5 – 10
  • Piaget, bu evrede ahlaki davranışı değerlendirirken “somut sonuca bakılmaktadır” demektedir.
  • Ahlaki davranış değerlendirilirken sonuca bakılır.Davranış sonucunda zarar büyükse davranış ahlaksız, küçükse davranış ahlaklıdır.
  • Cezadan kaçmak için ahlak kurallarına uyar.
  • Otoriteye bağımlı oluyor.Otoritenin istediği olur.
  • Temel mantık suç varsa cezada olacaktır.
Özerk Evre
(Otonom Ahlak)
Soyut İşlemler Dönemine Denk Gelmektedir.
10 – üstü
  • Buradan hareketle Piaget bu evrede ahlaki davranış değerlendirilirken niyete bakıldığını ifade etmektedir.
  • Ahlaki davranış değerlendirilirken niyete bakılır.Bir kere niyet dikkate alınınca tüm kurallar değişiyor.Artık iyi bir amaç için çalabilirsiniz.Robin Hood…
  • Herkesin yararınadır.
  • Adil dünya görüşü vardır.
  • Çocuk ahlak kurallarını cezadan açmak için değil, herkesin yararına olduğu için uyar.

Soru Kökünde
Piaget varsa bakılacak ilk şey kişi davranışının sonucuna mı odaklan mış? niyetine mi odaklan mış?

Ahlak Gelişimi

Ahlak bireyin ve toplumun yaşamını düzenleyen kurallar bütünüdür.

Bireyin ve toplumun yaşamını düzenleyen bu kurallar bütününün iki temel ayırt edici özelliği mevcuttur.

  1. Bu kurallar toplum tarafından kendiliğinden oluşur.
  2. Herhangi bir ahlak kuralını birey ihlal ettiği zaman(örneğin, yalan söylemek, dedikodu yapmak, yaşlılara iyi davranmamak vb.) bunun yaptırımı vardır.
    Yani anlayacağınız bu kuralların kınama, öldürmeye kadar giden yaptırım gücü vardır.Yaptırımı uygulayanda yine toplumun taaa… kendisidir.

Bireyin Ahlakı Nasıl Edindiğini Açıklayan Yaklaşımlar

Davranışçılık

Ödül – ceza – alışkanlık bağlantısı ile açıklar.

Çocuk doğru yaparsa ödül, yanlış yaparsa ceza alır.Böylece doğruyu yapmak alışkanlık haline gelir.

Sosyal Öğrenme

Birey çevresindeki kişileri model alma ve taklit yoluyla ahlak kurallarını öğrenir.

Psikanaliz

Bu yaklaşıma göre ahlak kurallarını içselleştiriyoruz.Yani kişiliğimizin bir parçası oluyor.

Daha derli toplu belirtmek gerekirse ahlak kuralları süperego olarak içselleştiriliyor.

Anlayacağınız otorite bireyin içerisindedir.

Bu üç yaklaşımın ortak özelliği ahlaki davranışı açıklamalarıdır.