Yıllık arşivler: 2014

Birleşik Koşullanma VS Üst Düzey(Dereceli) Koşullanma VS Duyusal Ön Koşullanma

Birleşik KoşullanmaÜst Düzey(Dereceli) KoşullanmaDuyusal Ön Koşullanma
İki nötr uyarıcı, bir koşulsuz uyarıcıyla aynı anda eşleşerek ikisi birden koşullu uyarıcı haline gelir.Bir nötr uyarıcı koşullu uyarıcı haline geldikten sonra ikinci bir nötr uyarıcının da koşullu uyarıcı haline gelmesine yol açar.

Buradaki mantık nötr uyarıcı koşullu uyarıcı haline gelecek ve ardından o koşullu uyarıcıyla ikinci başka bir nötr uyarıcı eşleşecektir.Bu eşleşme sonucunda organizma ikinci koşullu uyarıcıya da aynı tepkiyi verecektir.

Önceden eşleşmiş olan iki nötr uyarıcıdan biri; koşullu uyarıcı haline geldiğinde diğer nötr uyarıcı da, koşullanma sürecinde yer almamasına rağmen, koşullu uyarıcı haline gelir.

Buradaki mantık ise önceden var olan iki nötr uyarıcıdan biri koşullu uyarıcı olacaktır.Lakin organizma koşullu uyarıcıyla beraber önceden gördüğü nötr uyarıcıyıda hatırlayacak ve onada aynı tepkiyi verecektir.Yani diğer nötr uyarıcıyıda koşullu uyarıcı yapacaktır.Önceki iki nötr uyarıcılardan biri öncelikle koşullu uyarıcı eşleşmesini yaşarken diğer nötr uyarıcı bu eşleşmede olmasa bile gene koşullu uyarıcı olacaktır.Koşullu uyarıcıyı önceden beraber gördüğü nötr uyarıcı ile hatırlaması ve o nötr uyarıcıyı koşullaması duyusal ön koşullanmadır.

Zil/Işık + Et -> Salya
Zil -> Salya
Işık -> Salya
Zil + Et -> Salya
Zil -> Salya

Işık + Zil -> Salya
Işık -> Salya

Zil + Işık(Önceden bu ikisini nötr halleriyle beraber görmüş olalım)

Zil + Et -> Salya
Zil -> Salya

Işık -> Salya

ÖrnekÖrnekÖrnek
Ali okul bahçesinde top oynarken öğretmeninin park halinde bulunan arabasının yan aynasının kırılmasına neden olmuştur.O sırada bahçede bulunan öğretmeni koşarak arabanın yanına gelmiş ve Ali’yi dayakla cezalandırmıştır.Bu olaydan sonra Ali hem öğretmenini gördüğünde hemde onun arabasını gördüğünde kendisini kötü hissetmiştir.Öğretmeninden dayak yiyen Ali bu olaydan sonra öğretmenini gördüğünde korkar olmuştur.İlerleyen günlerde Ali bir gün öğretmenini yeni aldığı arabasına binerken görmüş ve bu olaydan sonra bu arabayı gördüğünde de kendisini kötü hissetmiştir.Ali her sabah öğretmeninin okula arabasıyla geldiğini görmektedir.(Dikkat öğretmen ve araba iki nötr uyarıcıyı önceden beraber görüyor)Bir gün öğretmeni sınıfta Ali’yi yaramazlık yaptığı için dayakla cezalandırmış ve bu olaydan sonra Ali, öğretmenini gördüğünde korkmaya başlamıştır.(öğretmen koşullu uyarıcı oldu)Ali öğretmeninin arabasını görünce de kendisini kötü hissetmiştir.(önceden öğretmen nötr uyarıcı iken beraber bulunduğu nötr arabayı koşullu uyarıcı yapıyor)
Öğretmen/Araba + Dayak -> Korku
Öğretmen -> Korku
Araba -> Korku
Öğretmen + Dayak -> Korku
Öğretmen -> Korku

Araba + Öğretmen -> Korku
Araba -> Korku

Öğretmen + Araba

Öğretmen + Dayak -> Korku
Öğretmen -> Korku

Araba -> Korku

Öğrenme İlkeleri

Bitişiklik

İki uyarıcının zaman bakımından çok yakın verilmesi durumudur.

Gecikmeli Koşullanma

Nötr uyarıcı verilirken bir kaç saniye sonra koşulsuz uyarıcının verilmeye başlanmasıdır.

DİKKAT!!!
Nötr uyarıcının verilmesi esnasında verilen koşulsuz uyarıcıdır.
Yani
“Zil çalarken” bir kaç saniye sonra verilen koşulsuz uyarıcıdır.

Örneğin, birey arabada giderken aniden karşısına bir araç çıkıyor ve frene basarken çarpışma oluyor.Burada frene basmak nötr uyarıcı iken, çarpışmanın olması koşulsuz uyarıcıdır.Haliyle fren sesinden bir müddet sonra çarpışma olduğu için gecikmeli koşullanma söz konusudur.

Gecikmeli Kosullanma

Kısa Zamanlı Aralıklı Koşullanma(İz ya da İze Koşullanma)

Bildiğimiz tepkisel koşullanmadır.

Zil çaldıktan “sonra” et veriliyor.

İze Koşullanma

Eş Zamanlı Koşullanma

Nötr uyarıcıyla koşulsuz uyarıcının aynı anda verilmesidir.

Eş Zamanlı Koşullanma

Zil ile et aynı anda veriliyor.

Davranışçı babalar bu koşullanmada ete daha çok tepki verileceğini zil pek tepki verilmeyeceğini iddaa ediyorlar.Dolayısıyla koşullanma beklenmeyen bir koşullanmadır. 😀

Geriye Doğru Koşullanma

Önce koşulsuz uyarıcı veriliyor ve ardından nötr uyarıcı veriliyor.

Tersine Koşullanma

Geçici Koşullanma(Zamana Bağlı Koşullanma – Temporal Koşullanma)

Sadece koşulsuz uyarıcının belli aralıklarla verilmesi sonucu gerçekleşen koşullanmadır.Biyolojik koşullanmadır.Organizmanın kendi kendisini koşullamasıdır.

Örneğin, sabah kalktığımızda hemencecik acıktığımızı hissederiz ve kahvaltı yaparız.Bu zamana bağlı koşullanmadır ve geçicidir.

Başka bir örnek olaraktan, 40 dakikalık ders esnasında sıkıntı yok iken hocanın verdiği ara anında hemencecik sigara içme isteğimiz gelir.İşte bu zamana bağlı bir koşullanmadır.

Ya da

Her gün sabah 7 ye alarm kurup uyanıyorsak ve bunu uzun bir süre tekrarladıysak, alarm kurmadığımız gün de biyolojikman sabah 7 de uyanırız.Buanda zamana bağlı koşullanma denir.

İşte falan filan…

Habercilik

Koşullanma sürecinde, koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının gelmekte olduğunu haber verici nitelik taşımasıdır.

Bir nevi koşullanma sonrasında koşullu uyarıcının üstlendiği görevdir de diyebiliriz.

Olumlu HabercilikOlumsuz Habercilik
Koşullu uyarıcının kendisinden sonra bir koşulsuz uyarıcının geleceğini haber vermesidir.

Dikkat!!!
Kendisinden sonra bir şeyin geleceğini haber veriyorsa olumlu habercidir.

Zil + Et -> Salya
Zil -> Salya
——–
Zil + Elektrik Şoku -> Korku
Zil -> Korku

Gördüğünüz gibi iki durumda da olumlu habercilik vardır.

Koşullu uyarıcı kendisinden sonra ortamdan bir koşulsuz uyarıcının çıkacağını haber vermesidir.

Zil, Elektrik şokunun ortadan kaldıracağını haber veriyorsa olumsuz haberciliktir.

Gölgeleme

Ortamda birden fazla nötr uyarıcı varsa baskın olan uyarıcı diğerlerini bastırmaktadır.Yani uyarıcı uyarıcıyı bastırmaktadır.

  • A-)
    İki nötr uyarıcı aynı anda verildiğinde organizmanın bunlardan birine koşullanıp diğerine koşullanmaması durumudur.
    Zil/Işık + Et -> Salya
  • B-)
    İki koşullu uyarıcının aynı anda verilmesi durumunda organizmanın bunlardan birine tepki verip diğerine tepki vermemesi durumudur.
    1-)Köpek + Isırma -> Korku
         Köpek = Nötr Uyarıcı
         Isırma = Koşulsuz Uyarıcı
         Korku = Koşulsuz Tepki
    ————
    Köpek -> Korku
         Köpek = Koşullu Uyarıcı
         Korku = Koşulsuz Tepki
    2-)
    Asansör + Düşme -> Korku
        Asansör = Nötr Uyarıcı
        Düşme = Koşulsuz Uyarıcı
        Korku = Koşulsuz Tepki
         ————
         Asansör -> Korku
    Asansör = Koşullu Uyarıcı
    Korku = Koşullu Tepki

    Asansör + Köpekte asansöre tepki verir köpeğe vermezse burada gölgeleme söz konusudur.

Engelleme

A) Koşullanma sırasında uyarıcıların ters sırada verilmesi durumunda koşullanma gerçekleşmez.

Et -> Salya + Zil
Zil -> Salya Yok
Zil = ?

B) Birinci koşullanmanın ikinci koşullamayı engellemesi durumudur.

  1. Zil + Et -> Salya
    Zil -> Salya
  2. Işık + Et -> Salya
    Işık -> Salya Tepkisi Yok

Buna başka bir örnek olarak,
Bir herif evlenmeden önce annesinin yemeklerini çok seviyor, lakin evlendikten sonra karısının yemeklerini annesinin yemekleri kadar sevemiyor.

Annenin Yemekleri + Lezzet -> Doyum
Annenin Yemekleri -> Doyum

Karının Yemekleri + Lezzet -> Doyum Yok
Karının Yemekleri -> Doyum Yok

Engellemede tepki uyarıcıyı bastırmaktadır.

Genelleme(Uyarıcı Genellemesi)

TepkiselEdimsel
Uyarıcı GenellemesiDavranış Genellemesi
Koşullanma gerçekleştikten sonra organizmanın koşullu uyarıcılara benzerlerine aynı tepkiyi vermesi.TU
Zil->Salya
ÇanT
MüzikT
TelefonT

Ayırt Etme

Koşullu uyarıcının benzerleri arasından sadece birine tepki verip diğerlerine tepki vermemesi durumudur.

Sönme

Ortamda koşulsuz uyarıcının artık olmamasıdır.

Zil + Et -> Salya

Artık Zil Koşullu Uyarıcısına karşı Salya Koşullu Tepkisi verilmektedir.Lakin bunu sürekli bu şekilde yaparsak koşulsuz uyarıcı olmadığından dolayı sönme işlemi gerçekleşecektir.

Kendiliğinden Geri Gelme

Sönme gerçekleştikten uzun bir süre sonra sadece koşullu uyarıcıyı aldığında koşullu tepkinin tekrar ortaya çıkmasıdır.

Ya da hiç bir neden yokken de kendiliğinden geri gelme söz konusu olabilir.

Dikkat!!!
Tekrar” kelimesi anahtar sözcük, kilit kelimemizdir.

Duyarsızlaşma – Duyusal Uyum – Duyarlılık

Duyarsızlaşma

Bir olayla tekrar tekrar karşılaşılması durumunda duyuşsal tepkilerin azalmasıdır.

Örneğin, bizim milletimiz yıllarca şehit haberleri aldı ve bu haberlere oldukça üzüldü.Lakin zamanla bu şehit haberleri sürekli alınmaya başlandı ve milletimizin nihayetinde bu haberlere duyuşsal tepkisi azaldı.Yani duyarsızlaştı!!!

Ya da

Bir doktor düşünelim.Yeni mezun olduktan sonra ilk ameliyatında oldukça heyecanlanıyor.Zamanla ameliyata gire gire gire ilk heyecanı azalıyor ve ortadan kalkıyor.Yani duyarsızlaşıyor.

Dikkat!!!
Duyarsızlaşma olabilmesi için duyuşsal bir tepki olmalıdır.

Eğer duyarsızlaşma sorularının cevaplarında duyarsızlaşma yok alışma varsa alışmayı yapıştırın.Haa yok eğer ikiside varsa duyarsızlaşmayı yapıştırınız.

Duyusal Uyum

Eğer duyuşsal değilde duyusal bir azalma söz konusuysa(yani 5 duyu organımızla alakalı bir durumsa) duyusal uyumdur.

Örnek olarak, doktor hastaneye gittiği ilk zamanki kokuyu duymuyor.Haliyle o kokuya duyusal uyum sağlıyor.

Duyarlılık

Hassasiyet demektir.En ufak seslere bile aşırı tepki vermektir diyebiliriz.

En ufak olaylara bile hassas olma ve aşırı tepkiler gösterebilmektir.

Birleşik Koşullanma

Organizmanın aynı anda birden fazla farklı nötr uyarıcıya koşullanması durumudur.

Zil/Işık + Et -> Salya
Zil -> Salya
Işık -> Salya

XCafe/YCafe/ZCafe + Sevgili -> Mutlu
XCafe -> Mutlu
YCafe -> Mutlu
ZCafe -> Mutlu

İkinci Dereceden Üst Düzey Koşullanma

Köpek + Isırma -> Korku
Köpek -> Korku

İkinci dereceden de ise,

Köpek Sahibi + Köpek -> Korku
Köpek Sahibi -> Korku

Koşullanma gerçekleştikten sonra koşullu uyarıcı koşullu tepki ilişkisinin yanına ilgisiz bir başka nötr uyarıcı ekleyerek koşullanmanın gerçekleştirilmesidir.

Tepkisel Koşullanma(Klasik Koşullanma)

Merhaba dostlar…Şimdi baba bir konuya giriş yapacaz.4 yıllık üniversite hayatımda 3 yıl bir fiil aldığım ismini bilmediğim bir dersin(okuldaki dersin adı öğrenme psikolojisi değildi) konusuydu bu tepkisel koşullanma.Öğrenme Psikolojisi dersine ciddiyetle baktığım zaman tepkisel koşullanmanın ne olduğunu başta anlamadım lakin ufak bir araştırmayla bildiğimiz meşhur klasik koşullanma olduğunu öğrendim.Bir tek bu yanıyla şaşırtmakla yetinmeyen bu konuda 3 yıldır pavyonun köpeği zannetiğim şeyin Pavlov’un köpeği olduğunuda öğrendim.”Ulan hangi pavyonda köpek var?” ve “Hangi pavyonda olan köpekle hangi bilim adamı deney yapar?” diye sorular soruyordum kendi kendime.Meğersem hep yanılıyormuşum…

Bu konuyla ilgili geçmişime bu kadar değinmem yeter…Şimdi konumuza gelelim…

Koşullanma ÖncesiZil -> Salya Yok
Zil = Nötr Uyarıcı
——–
Et -> Salya
Et = Koşulsuz Uyarıcı
Salya = Koşulsuz Tepki
Koşullanma SüreciZil + Et -> Salya
Zil = Nötr Uyarıcı
Et = Koşulsuz Uyarıcı
Salya = Koşulsuz Tepki

Tekrar

Bayağı bi tekrar ediliyor….

Not : Hayvanların öğrenmesi için tekrara gerek vardır.Ancak insanların koşullanmalarında tekrara gerek olmayabilir.

Koşullanma SonrasıZil -> Salya
Zil = Koşullu Uyarıcı
Salya = Koşullu Tepki

Davranışçıların dilinde Koşullanma, öğrenme demektir.Yani Tepkisel Koşullanma = Tepkisel Öğrenmedir.

Tepkisel koşullanma insanların reflekslerinin ve duygusal tepkilerinin koşullanmasında etkilidir.

RefleksDuygusal
Koşullanma ÖncesiEl Çırpma -> Sakınma Tepkisi Yok
Tokat -> Sakınma
El Çırpma = Nötr Uyarıcı
Tokat = Koşulsuz Uyarıcı
Sakınma = Koşulsuz Tepki
Okul -> Korku Tepkisi Yok
Azarlama -> Korku
Okul = Nötr Uyarıcı
Azarlama = Koşulsuz Uyarıcı
Korku = Koşulsuz Tepki
Koşullanma SüreciEl Çırpma + Tokat -> Sakınma
El Çırpma = Nötr Uyarıcı
Tokat = Koşulsuz Uyarıcı
Sakınma = Koşulsuz Tepki
Okul + Azarlama -> Korku
Okul = Nötr Uyarıcı
Azarlama = Koşulsuz Uyarıcı
Korku = Koşulsuz Tepki
Koşullanma SonrasıEl Çırpma -> Sakınma
El Çırpma = Koşullu Uyarıcı
Sakınma = Koşullu Tepki
Okul -> Korku
Okul = Koşullu Uyarıcı
Korku = Koşullu Tepki

Tepkisel Koşullanma

Organizmanın başlangıçta nötr(etkisiz) olan bir uyarıcıya tepki vermeyi öğrenmesidir.

Organizma yeni bir davranış öğrenmez…

Koşulsuz(Doğal) Uyaran

Organizma için doğal olan ve doğal olarak tepkide bulunduğu uyarandır.

Organizmada doğal refleks tepkiye yol açan uyarıcıdır.Öğretilmemiş doğal uyarıcıdır.

Bir uyarıcı koşulsuzsa her yerde koşulsuzdur.Değişen tek uyarıcı nötr uyarıcıdır.

Koşulsuz(Doğal) Tepki

Organizmanın doğal ortamda koşulsuz uyaranı aldığında gösterdiği doğal tepkidir.

Koşulsuz uyarıcıyı(doğal uyarıcı) aldığında gösterdiği tepkidir.

Nötr Uyarıcı

Başlangıçta beklenen tepkiyi oluşturmayan uyarıcıdır.

Soruda “önce” kelimesi varsa nötr uyarıcıdan bahsetmektedir.

Koşullu Uyaran

Organizmanın koşullanma sürecinden sonra başlangıçta tepki vermediği uyarıcıya karşı vermeye başladığı tepkidir.

Soruda “önce” kelimesi yoksa koşullu uyarıcıdan bahsetmektedir.

Tepkisel koşullanmanın en önemli ögesidir.Öğrenilmiş olan budur.

Başlangıçta nötr olan koşullanma sürecinden geçtikten sonra tepki oluşturan uyarıcıdır.

Davranışçılar VS Bilişselciler

DAVRANIŞÇILARBİLİŞSELCİLER
  • İnsan dünyaya geldiğinde zihni boş bir levha gibidir.
  • John Locke, davranışçıların akıl babasıdır.
  • Gözlenebilir, ölçülebilir, sayılabilir davranışlarla ilgilenirler.
  • Öğrenme hep U(Uyarıcı) – T(Tepki) ya da T – U biçiminde gerçekleşir.
  • Davranış öğrenilir.Öğrenme sonucunda davranışta değişme olur.
  • Dışsal pekiştirme çok etkilidir.
  • Hayvanlar üzerindeki deneyler sonucunda elde ettikleri sonuçları insanlar üzerinde genellerler.
  • İnsan dünyaya geldiğinde doğuştan gelen bir takım sğreçler vardır.
  • Gözlenemeyen zihinsel süreçlerle ilgileniyorlar.(Algı, düşünce, problem çözme, kavrama)
  • Öğrenme U – Organizmanın Zihinsel Süreçleri – T biçiminde gerçekleşir diyorlar.
    U – O – T
  • Bilgi öğrenilir.İnsanın bilgisinde değişme olur.
  • Önemli olan içsel pekiştirmedir.
  • İnsanın öğrenmesi özeldir ve hiç bir canlıya benzemez.

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler – Öğrenme Malzemesiyle İlgili Faktörler

Algısal Ayırt Edilebilirlik

Şekil – Zemin olayları bunun konusudur.

Öğrenilecek malzemeler(harf, kelime, cümle, paragraf) diğer malzemeler(yani bilgiler) içinden kolaylıkla seçilip algılanmasıdır.

Altının çizilmesi, kalın yazılması gibi…

Anlamsal Çağrışım

Öğrenilecek malzemenin kolaylıkla çağrışım yapacak şekilde öğrenilmesidir.

Bol ipucu kullanmaktır.

Leb demeden leblebiyi anlamaktır.

Telafuz Edilebilirlik

Öğrenilecek malzemenin kolay anlaşılabilmesi, kolay söylenebilmesiyle ilgilidir.

Kominikasyon yerine iletişim kelimesini kullanmak gibi.

Kavramsal Gruplandırma

Öğrenilecek malzemeyi birbiriyle ilişkilendirerek öğrenmektir.

TURUNÇGİLLERPortakal
Limon
Greyfurt

Öğrenme, Öğretme Yaklaşımları – Yapılandırmacılık

Yapılandırmacılık => Oluşturma, inşaa etme

  • Bilgi, nesnel ve öğrenenden bağımsız değildir.Öznel ve öğrenin oluşturduğu yapılandırdığı bir süreçtir.
  • Bilişsel etkinlikler içinde öğrenilen yeni bilgileri eski öğrenilenlerle birlikte yorumlanır, geliştirilir ve sentezlenir.
  • Ernest Van Glosersfeld, bireylerin öğrenmeyi öğrenerek yeni bilgilerin ön bilgilerle ilişkilendirilmesini önemli görerek bilginin birey tarafından içselleştirildiğini belirtir.Yani İçsel Bir Süreçtir.
  • Bilgi doğrudan öğrenciye verilmez, öğrenci bilgiyi anlamlı bir şekilde bulur, keşfede ve yapılandırır.Yapılandırmacılıkta ne öğretmen ne de öğrenciler ders anlatmaz.
  • Sınıf içi sınıf dışı etkinlikler öğrencinin üst düzey bilişsel gelişimini sağlar.
  • İş birliğine dayalı öğrenme önemli görülür.
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM TÜRLERİ
a) Bilişsel Yapılandırmacılık(Piaget, J. Dewey, Bruner)

Öğrenme denge – dengesizlik – yeniden denge üçlemesiyle ortaya çıkar.

b) Sosyal Yapılandırmacılık(Vygotsky, J. Dewey)

Öğrenci kendi kendine öğrenmeyi öğrenene kadar akranlarından, öğretmenden ve yetişkinlerden destek alabilir.

c) Radikal Yapılandırmacılık(Ernest Van Glosersfeld)

Öğrenme içsel bir süreçtir.Kimse kimseden destek almamalıdır.

Yapılandırmacı Yaklaşımda Bilgi Edinme Kaynakları

  1. Uzun süreli bellek.
  2. Birincil kaynak.(Deneme Yanılma)
  3. İkincil kaynak.

Uyarı!!!
Yapılandırmacılığa en uygun içerik düzenlemesi sarmal yaklaşımdır.En uygun öğrenme ise tümdengelimdir.

Öğretim Stratejileri – Araştırma ve İnceleme Yoluyla Öğretim

Öğrencilere sunulan bir problem senaryosunda öğrencilerin bilimsel süreç basamaklarını kullanıp, kendilerine özgü çözüm yolları üretmeleridir.

Öğretmen, rehberdir.
Öğrenci, aktif ve merkezdedir.

Öğrenci süreçte tamamen hipotetik düşünür.İsterse tümdengelimsel istersede tümevarımsal yöntemi kullanırlar.

Zihinsel beceri kullanılır ve geliştirilir.

  1. Süreç öğrenci etkinliğine dayalı olup problem çözme yaklaşımı temel alınır.
  2. Tümevarım, tümdengelim, anoloji, hipotetik, yöntemleri birlikte kullanılır.
  3. Gerçek yaşama ait problemler ele alınır.En önemlisi bu.
  4. Bilimsel problem çözümü becerisi ile bilimsel düşünme becerisi kazanımları ön plandadır.
  5. Bilimsel problem çözme basamakları kullanılır.
  6. Dersin daha çok sonuç bölümünde kullanılır.
  7. Öğrenci merkezde, öğretmen rehberdir.
  8. Uygulama ve üst düzey kazanımlar(Analiz, sentez, değerlendirme) ön plandadır.
  9. Problem çözme + neden – sonuç ilişkisi kurma + yaratıcı + yansıtıcı analitik ve eleştirel düşünme becerileri geliştirme ön plandadır.
  10. Sınıf içi + Sınıf dışı etkinliktir.
  11. İş birlikli öğrenme temel alınır.
  12. Sınıf sayısı az olmalıdır.

Araştırma stratejisinin en büyük dezavantajı her öğrencinin ilk denemede problemi çözememe ihtimalidir.

Araştırma İnceleme Stratejisinde Bilimsel Problem Çözme Basamakları

  1. Problemin fark edip belirlenmesi.
  2. Problem hakkında bilgi toplayıp problemin tanımlanıp sınırlandırılması.
  3. Veri toplama aracı geliştirip verilerin uygun kişilerden toplanması.
  4. Hipotezlerin oluşturulması.
  5. Hipotezle ilgili veri toplar.O verileri analiz eder.Ve o hipoteze uygun yöntem ya da ölçme aracı bulacak.
  6. Hipotezi test et.Dene.
  7. Sonuç ve çözüm.

Öğretim Stratejileri – Buluş Yoluyla Öğretim

Bruner tarafından Bilişsel Kuram çerçevesinde oluşturulmuştur.

Öğretmenin verdiği örnekler ve yönelttiği sorular yardımıyla, öğrencilerin, bir konudaki temel kavram, ilke ve genellemeleri bulmaları ve keşfetmeleri.

Öğretmen, rehberdir.
Öğrenci, aktif ve merkezdedir.

Öğrencilere örnekler vererek sezgisel düşünme becerilerini geliştiririz.(Merak ve keşfetme gibi içsel güdüler harekete geçirilerek buluşu gerçekleştirmek)

Parça – Bütün – Parça yani tümevarımsal bir temeldedir.

  1. “Örnek – Kural” stratejisidir.Önce örnek verilir sonra tanım bulunur.
  2. Sürecin sonunda öğrenci kural ve genellemelere ulaşır.En önemli budur.
  3. Daha çok kavrama ve uygulama düzeyinde kazanımlar ön plandadır.Uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme düzeyinede çıkabilir.Lakin bilgi düzeyinde bir işe yaramaz.
  4. Tümevarım yoluyla öğretim yapılır.
  5. Sezgisel düşünme ön plandadır.Öğretmen öğrencilere olacakları ve bulacakları şeyleri söylemez.İpucu veya örneklerle hissettirir.
  6. Sınıf içi bir etkinliktir.Sunuş ile ortaktır.
  7. Öğrenci merkezde öğretmen rehberdir.
  8. Dersin daha çok gelişme bölümünde kullanılır.Sunuşta girişti.
  9. Öğretimde içsel pekiştireçler kullanılır.
  10. Problem çözme sürecidir.
  11. Sınıf sayısı az olmalıdır.
  12. Soyut bilgi, olguların öğretiminde kullanılmaz.
  13. Öğrencinin, ilgi, merak ve güdülenme düzeyi ön plandadır.
  14. Öğrenciler birer küçük bilim adamı olarak görülür.Buluşta da anlamlı öğrenme vardır.Ama bağlantıları öğrenciler kurar.

Buluş Yoluyla Öğretim Boyutları

Yapılandırılmamış BuluşYapılandırılmış Buluş
  • Plansız ve tesadüfidir.
  • Çok zaman alabilir.
  • Okul öncesine daha uygundur.
  • Planlı ve organizedir.
  • Daha az zaman alır.
  • İlk orta ve yüksek öğretime daha uygundur.

Her zaman buluş, sunuştan daha uzun sürer.

  1. Öğretmen konuya ilişkin örnek sunar.
  2. Öğrenciler örnekleri tanımlar, betimler.
  3. Öğretmen ek örnekler verir.
  4. Öğrenciler ek örnekleri tanımlar ve verilen örnekleri karşılaştırır.
  5. Öğretmen zıt örnek verir.
  6. Öğrenciler örnekleri karşılaştırır.
  7. Öğrenciler tanımı yapar.İlke ve genellemeye gider.
  8. Öğrenciler yeni örnekler verir.

Öğretim Stratejileri – Sunuş Yoluyla Öğretim

Derste izlenen genel yol olan öğretim stratejilerinden sunuş yoluyla öğretim stratejisine göz atacağız.

Sunuş Yoluyla Öğretim – Alış Yoluyla – Anlamlı Öğrenme

Ausubel tarafından Bilişsel Kuram çerçevesinde geliştirilmiştir.

Bir öğretmen, bir konudaki temel kavram, ilke ve genellemeleri ardışıklık ilkesine göre öğrencilere açıklamasıdır, aktarmasıdır.Yani sunmasıdır.

Öğretmen, aktif ve merkezdedir.
Öğrenci, yarı aktiftir.

Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmen temel kavram ve ilkeleri açıkladıktan sonra öğretmen örnek verir, soru – cevap yapar, kavram haritaları oluşturur ve öğrencileriyle yoğun bir etkileşim yaşar.

Sunuç Yoluyla Öğretim, Düz Anlatım demek değildir.Çünkü anlatım yönteminde bilgiyi öğretmen açıklar, öğrenci pasif bir şekilde dinler.

Bütün – Parça – Bütün yani tümdengelimsel mantıkta bilgi öğrenciye sunulur.

Anlamlı öğrenme nedir?

Yeni bilgiyle ön bilgi arasında bağlantı kurarak öğrenmenin kalıcılığını arttırmak.

Yaparak – Yaşayarak öğrenme olmadığı için üst düzey bilişsel kazanımlar için kullanışsızdır.

  1. “Kural – Örnek” stratejisidir.Önce tanım yapılır.Sonra örnek verilir.
  2. “Anlamlı Öğrenme” temel alınır.
  3. Tümdengelim yoluyla öğretim yapılır.Genelden özele.
  4. Ön organize ediciler yoluyla içerik öğrenciye aktarılır.
  5. Kavram haritaları içeriğin aktarımında önemlidir.En çok bu kullanılır.
  6. Öğretmen merkezlidir.Öğrenci aktif alıcı konumundadır.
  7. Dersin daha çok giriş bölümünde kullanılır.
  8. Bilişsel alanın bilgi ve kavrama düzeyinde hedeflerin kazanımıda etkilidir.
  9. “Soyut, Sosyal ve Sözel” içeriğe ait bilgilerin aktarımında kullanılır.
  10. Kalabalık sınıflarda, az zamanda çok şeyin anlatımında kullanılır.Bu nedenle ekonomiktir.
  11. Bireysel farklılıklar önemli değildir.Öznellik yok, nesnellik hakim.
  12. Sınıf içi etkinliktir.
  13. İletişim sözeldir ve öğretmen öğrenci arasındadır.(Ulan zaten sınıftayız, öğrenciyle muhtar arasında olacak değil ya)
  14. Dışsal pekiştireçler kullanılır.İç motivasyon yok denecek kadar azdır.
  15. Materyal, araç – gereç, model, numune, grafik, tablo… kullanılarak kalıcı öğrenmeler sağlanır.Hem anlat hemde materyal kullan.Açıklık ilkesi…
  16. Öğretmen, soru – cevap, mizah, örnek olay ve ses tonu kullanımıyla sözel destek kullanarak sunumu sıkıcı olmaktan kurtarmalıdır.

Örgütleyiciler(Organize Ediciler)

Ön ÖrgütleyicilerKarşılaştırmalı Örgütleyiciler
Dersin girişinde ön bilgileri ortaya çıkarmak ve yeni konunun tanıtımını yapmak için kullanılır.Dersin gelişme veya sonuç boyutunda önceden bilinenlerle yeni öğrenilenleri kıyaslamak için kullanılır.

Sunuş Yoluyla Ders İşleme Adımları

  1. Öğretmen ilke(kural) genellemelerini açıklar.Yani temel kavramları açıklar.
  2. Öğretmen kavramları tanımlar.Yani alt kavramları açıklar.
  3. Öğretmen konuyla ilgili örnek verir.
  4. Öğretmen konuyla ilgili olmayan zıt örnek verir.
  5. Öğrenciler kendi örneklerini verir.
  6. Öğretmen konuyu özetler.
  7. Öğretmen dersi değerlendirir.Nesnel ve sonuca yönelik değerlendirme.

Öğretim İlkeleri

Öğretmenin dersini daha etkili ve verimli işleyebilmek için yaptığı eğitim durumları düzenlemelerine öğretim ilkesi denir.

1-) Öğrenciye Uygunluk(Görelilik – Öğretimin Bireyselleştirilmesi)

Her türlü öğretim faaliyetinde, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyini, bireysel ve gelişimsel özelliklerini, ilgilerini, yeteneklerini, ihtiyaçlarını, fizyolojik ve psikolojik özelliklerini göz önünde bulundurmaktır.

  • Psikolojik(öğrenci düzeyi) temelle yakından ilişkilidir.
  • Bireysel(öğrencinin ihtiyaçları) temelle ilişkilidir.

Örnek olarak,

Okul öncesinde düz anlatım yöntemi nadiren kullanılırken, oyun etkinlikleri çok sık kullanılır.

2-) Hayatilik(Yaşama Yakınlık – İşlevsellik)

Okul yaşamın kendisidir.Öğretilenler çocuğun gerçek hayatta işine yarayacak.

Örnek olarak,

Eğitim fakültelerinde öğretmen adaylarına materyal tasarlama becerisinin öğretilmesi.

3-) Somuttan Soyuta

Önce pratik uygulama, sonra teorik bilgi.

Örnek olarak,

Toplama işlemi öğreten öğretmenin önce renkli sayı fasülyelerini sonra rakamları kullanması.

4-) Etkin Katılım(Aktivite – İş İlkesi Yaparak Yaşayarak Öğrenme)

Kişi ne kadar çok duyu organını kullanarak öğrenmeye katılırsa o kadar kalıcı öğrenmeler gerçekleşir.

Gezi, gözlem, drama, rol oynama vs. gibi yöntem teknikleri bu ilkenin uygulamaya geçmiş halidir.

Örnek olarak,

Öğrenciler yakın çevredeki ağaç türlerini inceledikten sonra sınıfta bir gözlem raporu yazar.Sonrasında ekip çalışmasıyla raporları analiz eder, üzerinde tartışır ve değerlendirme yapar.

5-) Açıklık(Ayanilik)

Dikkat soru adayı bir ilkedir.

a) Öğrenme ve öğretme sürecinde verilen bilgilerin açık – net ve anlaşılır bir dille ifade edilmesi gerekir.

b) İletilecek mesajların açık ve anlaşılır bir şekilde öğrenilmesi için farklı araç – gereç ve materyal kullanımına gidilmesi, deneylere yer verilmesi yoluyla birçok duyu organının etkin katılımı sağlanarak açık bir şekilde bilgilerin elde edilmesi sağlanmalıdır.

Örnek olarak,

Öğretmenin Çanakkale savaşı konusunu anlaşılır bir üslupla anlatırken, fotoğraflar göstererek örnek vermesi…

Ne kadar çok örnek verilirse o kadar çok anlaşılır olur.

Bu özellik içerik düzenleme yaklaşımlarının özelliklerinden Şema ilkesine, öğrenme psikolojisinde öğrenme malzemesinin özelliklerinden olan Telaffuz Edilebilirliğe karşılık gelir.

6-) Ekonomiklik(Tasarruf)

En az maliyetle, en kısa sürede, en fazla davranış değişikliğine ulaşmaktır.

Örnek olarak,

Halka açık yerlerde hizmet alırken sıraya geçmenin önemini işleyen öğretmenin drama yöntemi kullanarak para harcamadan kısa sürede öğrencilerine hem bilgi hem beceri hemde tutum kazandırması.

7-) Aktüalite(Güncellik)

Amaç, yaşanan hayatın gerçekleriyle yüzleşme fırsatının verilmesi, yakın çevre ve yakın zamana ait bilgilere(son bir yıl) yer verilmesidir.

Fakat bazı olaylar bir yıldan daha eski zamanda gerçekleşmiştir.Öyle olsa bile güncelliğini korumaya devam ediyorsa gene bu ilke geçerlidir.

Örnek olarak,

Öğrenciler çevrede, dünyada olanlardan farkında olsun.Bilinç düzeyi yüksek olsun.Olaylardan bi haber değil haberdar olsun.

Öğretmen yazılı ve görsel medya haberlerini sınıfa taşıması.

😎 Bilinenden Bilinmeyene

Dikkat soru adayıdır.

Önce ön bilgileri hatırlatma, sonra yeni bilgiyi öğretme.

Örnek olarak,

Denk küme konusunu işlemeden önce küme, eleman ve eleman sayısı konularını hatırlatmak.

9-) Yakından Uzağa(Zaman – Mekan Boyutu)

a) Öğrenciye öğretilecek bilgilerin düzenlenmesinde uygun örneklerin seçimi yakın çevreden uzak çevreye doğru olacak şekilde düzenlenmelidir.

b) Çevreyle birlikte yaşanan olaylar ve zaman açısından da yakın zaman ve olaylardan uzak zaman ve olaylara gidilecek şekilde konuların ele alınmasını da içermektedir.

Örnek olarak,

Köyde görev yapan bir sınıf öğretmeninin yaşadığımız yer isimli üniteyi “köyümüz”, “ilçemiz”, “ilimiz”, “bölgemiz”, “ülkemiz” ve “dünyamız” sırasıyla işlemesi…

10-) Basitten Karmaşıklığa(Kolaydan Zora)

Örnek olarak,

Dört işlem öğretirken “toplama”, “çıkarma”, “çarpma” ve “bölme” sırasının kullanılması.

Beden eğitimi dersinde önce düz sonra ters taklanın öğretilmesi…

11-) Bütünlük

a) “Gelişim bir bütündür” ilkesi temel alınır.Öğrenci fiziksel, zihinsel, psikolojik ve soyal açıdan bütün olarak ele alınır.

b) Konular ve konulara dayalı sürdürülecek etkinlikler bir bütünlük içinde ele alınmalıdır.Özellikle ilköğretimde benzer nitelikteki içeriklerin bir araya getirilmesi(Geniş Alan Tasarımı) ya da farklı disiplinlere ait içeriklerin bir araya getirilmesi(Disiplinlerarası) sağlanarak içerik ve etkinliklerin buna göre düzenlenmesidir.

c) Bu ile aynı zamanda rehberlikte yöneltme fonksiyonuna da karşılık gelir.

12-) Sosyallik(Otoriteye İtaat ve Özgürlük)

  • Sosyalleşme sürecinde kurallara uymanın önemi vardır.(otoriteye itaat)
  • Birey kurallara uyarken kendi kararlarını alabilme, kendi kendini yönetme, hür karar verme mutluluğu ve sorumluluğu da okulun görevlerindendir.(Özgürlük)

Örnek olarak,

Milli eğitimdeki proje ödev konularını öğretmen belirleyip sınıfa taşır.(Otoriteye İtaat)

öğrenciler bu konular arasında istediğini seçip yapar.(Özgürlük)

13-) Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması

Değişmeyen, kalıcı ve nesnel bilgilerin öğrencilere öğretilmesidir.

  • Çağdaş öğretim kuramlarında bu ilkenin geçerliliği yoktur.Çünkü mutlak evrensel değişmeyen bilgiden çok bilginin değişebilirliği esastır.

Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında bu ilkenin geçerliliği yoktur.Çünkü yapılandırmacılıkta bilgi öznel ve değişkendir.