Merhaba dostlar.Bu dersimizde Program Geliştirme dersinin içinde var olan Felsefi Akımlarına değineceğiz.Ulan program geliştirmeyle felsefe akımlarının ne alakası var diye sorabilirsiniz.Aslında bu soruyu başta ben aynen böyle sormuştum.Lakin sonra anladım ki taa feriştahından beri belirli felsefi akımlar ilgili toplumların eğitim anlayışında temel oluşturmuşlar.Tabi bu yazımızda bahsedilen akımlar eğitim felsefesi değildir.Önce temel felsefi akımları bu yazımızda inceyeceğiz ardından sonraki yazımızın başlığı olan eğitim felsefesine değineceğiz.Haliyle eğitim felsefesini anlamak için felsefe akımlarına göz atmakta fayda var.Şimdi gelin bu sıkıcı akımları elimizden geldiği kadar güzelleştirip özetleyelim.
Tam emin olmasamda program geliştirme konusunda değinilen felsefi akımlar 4 adettir.Bunlar,
- İdealizm(Platon – Hegel)
- Realizm(Aristotales)
- Pragmatizm(Faydacılık)(J. Dewey – W. James)
- Varoluşçuluk(Egzistensiyalizm)(J. P. Sartre)
Yukarıdaki felsefi akım sıralaması baştan aşağı olarak en eskiden en yeniye doğru sıralanmıştır.Şimdi bu akımları tek tek ele alalım.
İdealizm(Platon – Hegel)
Platon ve Hegel tarafından şey edilmiş felsefi akımdır.Burada ek bilgi olarak Platon’un diğer adının Sokrates olduğunu bildirmek isterim.Platona kitaplarına bakarsak eğer(ki hiç işim olmaz) “ustam bana şöyle dedi”, “ustam bana böyle” dedi diye bişeyler yazmış.Bu hocası kim?Platona şöyle böyle diyen ustasının adı Sokrates’tir.İdealizm felsefi akımını aslında Sokrates babanın oluşturduğunu söyleyebiliriz ama bu baba anlatmayı sever yazmayı sevmez imiş.O yüzden bu alanla ilgili yazar olan Platon’un adı geçermiş.Ve böylede miş miş…
İdealizm, insan beyni doğuştan tüm bilgilerle donatılmış demektedir ve bu yüzden zamanı geldiğinde hatırlar demektedir.
Hem sezgisel hemde bilimsel düşünceyi önemser.
Tutarlılık, bütüne odaklanma(Parça değil bütünü alır.Örneğin bir insanın bizim gibi sadece görünüşünü değil, ruhunu, kişiliğini vs.), kalıcılık, meta fizik ve bütüncüllük(çok yönlü eğitim) önemli yer tutar.
İdealizm’de Hissiyat ya da Sezgi ön plandadır diyebiliriz.
Realizm(Aristotales)
Meşhur Aristotales’in başımıza iş çıkarmasıdır.
İdealizm’e karşıdır.
Realizm, insan aklı doğuştan boş bir levhadır demektedir.(Ulan insan aklını levhadan başka bişeye benzetemeyen insanlardan bilim bu güne genede iyi gelmiş)Bu boş levha bilim ve beyin kullanılarak doğar demektedir.
Bilimsel düşünmeyi kullanıp, sezgisel düşünmeyi(yani idealizmi) reddeder.Bakın! idealizm’de bilimsel düşünmeyi, sezgisel düşünmeyle beraber önemsiyordu.O halde realizm bilimsel düşünmede ortak olup sadece sezgisel düşünmeyi reddediyorsa eğer nasıl oluyorda idealizmin karşıtı oluyor? diye sorarsak eğer cevabını şöyle verebiliriz.
Bilimsel olarak ıspatlanmamış ya da duyu organlarıyla algılayamadığımız şeyleri yok sayar.İşte bu yüzden idealizme karşıdır.
Realizm’de Maddecilik ve bilimsel ıspat ön plandadır diyebiliriz.
Pragmatizm(Faydacılık)(J. Dewey – W. James)
Tam bir Amerikan akımıdır.Zaten Amerika patentli çıkmıştır.Bakın yukarıdaki idealizm ve realizm yunan ve bilimdik isimlere sahipken bu felsefi akımı oluşturanların isimleri J. Dewey ve W. James olmak üzere İngilizce’dir.Hani bir sonraki akımı oluşturan herifin adı da İngilizce olmasaydı bu isimlerden de pragmatizmin Amerikan malı olduğunu anlayın derdim.Velhasıl, gördüğünüz gibi faydacılıktan da anlaşılabileceği gibi bir Amerikan akımıdır.
Pragmatizm, bilginin değeri doğruluk değerine göre değil faydalı olup olmamasına göre ölçülür.Gördüğünüz gibi işine gelen bilgiyi alıyor.Tam bir Amerika kafasında 😀
Öğrenci merkezli eğitimin ortaya çıkışını sağlamıştır.
Öğrenci kendi işine yarayan bilgiyi ister.
Pragmatizm’de faydacılık ve kullanışlılık önplandadır diyebiliriz.
Varoluşçuluk(Egzistensiyalizm)(J. P. Sartre)
Egzistensiyalizm diye başka bir saçma isme sahip olan felsefi akımdır.Kurucusu J. P. Sartre denen adamdır.
Varoluşçulukta, insan en değerli varlıktır.
İnsan özgürse var olur ya da vardır.
Her insan kendi değerine sahiptir.Çünkü evrensel değerler değil, kişisel değerler önemlidir.
İnsan seçme hakkını kullanabilir ölçüde özgürdür.
Varoluşçuluk’ta Tarkan’ın meşhur şarkısından bir kesit alarak “başkası olma kendin ol[…]böyle çok daha güzelsin” diyebiliriz.
Evet bu sıkıcı felsefi akımlarıda özetlemiş olduk.
Sonraki yazılarımda görüşmek üzere…
İyi çalışmalar dilerim…
‘Realizm, insan aklı doğuştan boş bir levhadır demektedir.(Ulan insan aklını levhadan başka bişeye benzetemeyen insanlardan bilim bu güne genede iyi gelmiş) ‘ böyle not düşen eyy sayfa yöneticileri siz burda insanları yanlış yönlendiriyorsunuz Aristoteles gibi matematik ve mantığın kurucusu olan bir filozofu(bilim değil felsefe !) burda yermeniz hiç iç açıcı değil ve o levha sözünü söyleyen de John Locke Aristotelesten Yaklaşık 1.500 küsür yıl sonra yaşamış bir filozoftur. şu parantez için de yazdığın şey resmen utanç verici ! cahilsin demek istemiyordum sonuçta burda insanalrı bilgilendirecek paylaşımlar yapmışsın ama çok cahilsin ve düşünme kapasiten çok dar be kardeşim
Acırım haline ama cahillerin içinde kalmış bir alim olmandan ötürü değil be kardeşim 🙂 Ben cahilim kabul, lakin sen “okumuş”, “kapasitesi geniş” bunlara rağmen cahilden de ötesin be kardeşim…
Şahsına yaptığım yorumdan sonra, şahsıma yaptığın yorumun dışındaki verdiğin bilgilere genede teşekkür ederim Gökhan Bey…
Hocam merhaba, Eğitim Bilimlerine Giriş dersinin konusu; “eğitimin bilimsel temelleri” ile ilgili notunuz var mı acaba, varsa hangi başlık altında paylaştığınızı söylerseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
O başlıkta gördüğün gibi yok. Varsada hangi başlık altındadır bende hatırlamıyorum.
hocam bilgilerinizi kullanıyorum ve çok yardımcı oluyorlar. kim ne derse desin ben sınav için çalışıyorum ve bu blgiler sınavda bana yeterli. felsefeyi araştıranların burdaki ufak bir yanlışı düzelmesi gerekmez ve de bu sizin şahsi yorumuz. ben şahsen yorumlarınız ile daha da keyifle okuyorum sizi herşey için teşekkür ederim.
Buradaki kıstasımız “sınav için çalışmanız” ve bu notlarında adı üzerinde “sınav odaklı NOT olması”. Lakin kişiliksiz insanlarımız, boş kafalarındaki boş rollerini büyütüp burada lagaluga yapması anca klavyelerine karşı olan bir hak meselesinden ibarettir. Başkada bişey değildir!
Paylaşimlarinizdan faydalaniyorum.Bir çok arkadaşımız gibi. Bilgileri toparlamış ve vurgulamış olmanız güzel..Hep böyle bir toparlama yapmak istemisimdir.:)
Konulara espiri katmaniz ,keyifli kılıyor notları.. Bunu basitce anlamayanlara ne denir..(ben bunlara,at gözlüklü, hatta notlardan gideyim:)daimi ve esası kırbaçla yetişmiş beyinlerin algısı diyorum.Malesef günümüzde bu beyinlerdir bizi karanlığa götüren sürü kitlesi!)Ah ki ah deyip içimi de dökeyim:)levha boş boş!
Ama biz herşeye rağmen ilerleyelim her alanda çabayla..
Teşekkürler emekli keyifli paylaşımlarınıza..Yankısını buluyor doğru samimi yansımalar.
Dilerim herkes emek karşılığını alır ve bu SS köprüsünden geçeriz..
Hoşça kalın:)
Ağzınızdan bal damlar.
“Ama biz herşeye rağmen ilerleyelim her alanda çabayla…”
Allah yolumuzu yordamımızı sen ve senin gibi yoldaşlar oldukça bereketlendirecektir…
Sevgilerimle…
Sağ olun Gencay öğretmenim..
Dilerim yollarımız bereketli olsun ,birlikle sevgiyle insanlıkla.
Tekrar teşekkürler pay ettiklerinize:)
Sevgiler…
Sevgilerimle…
Rastgele karşılaştığım bir yorum ve gerçekten bir felsefe öğretmeni olarak yönlendirmelerinizden rahatsız oldum. Arkadaşlar rica edeceğim felsefeye yalnızca eğitim bilmileri sınavı penceresinden bakmayın, hayatınızın her alanında kullandığınız felsefe, bu anlatımlarla resmen ayaklar altına alınmış.
Şunu belirteyim , Realizm basit kullanımıyla akılcılık demektir ve akılcı olmak deneyci olmakla zıttır. Tabula Rosa yani boş levha teorisi J.Locke’a ait olup emprist bir söylemdir. EMPRİZM VE REALİZM TABAN TABANA ZITTIR VE BOŞ LEVHA SÖYLEMİ KESİNLİKLE REALİST BİR SÖYLEM DEĞİLDİR. Konulara espri katarken size tavsiyem, doğru bilgi vermeniz. Saygılar.
Tamamda babacım, seni felsefe öğretmeni yapan mebin bizlere dayattığı lüzumsuz şeyler bunlar. Ve bu konuların doğruluğunu araştırmak bizim değil, çalıştığın ve amadesi olduğun kurumun görevidir. O kurum dahilinde ele alınan her konu tiiiye alınabilir.
Sevgiler…