Öğrenilmiş Çaresizlik
Çağresizliği öğrenmedir.
Bir uyarana karşı ne kadar çaba gösterirse göstersin, durumu değiştiremeyeceğini öğrenen organizmanın uyaran verilmeye devam etse bile tepki vermeyi bırakması durumudur.
Ya çaresizsiniz ya çare sizsiniz…
Örneğin; bir tıp öğrencisi mezun olduktan sonra TUS sınavına girsin.Birdir, ikidir, üçtür derken önceki başarısız davranışlarına sığınarak başarısız olmayı kabulleniyor ve sınava girmekten vaz geçiyor.
Dikkat ederseniz eğer, öğrenilmiş çaresizlikte öncelikle bir çok olumsuz ya da başarısız davranış söz konusudur.
“Ben ne yaparsam yapayım başarılı olamayacağım!”, “Ne b*k yediysem olmadı bundan sonra gene olmaz” kafalarında olurlar…
Öğrenilmiş çaresizlik kesinlikle olumsuz durumlarda söz konusudur.O halde olumsuz sorularda bulunmalıdır.Başarısız davranışların olumsuz düşünceye dönüşmesidir.
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Bir insanın düşündüğünün başına gelmesi durumudur.
Edimsel koşullanmadır.
Daha önce olumsuz ya da başarısız bir yaşantı olmadığı halde kişi olumsuz duyguları kabullenmiştir.
“Aklıma gelen başıma geldi” veya “Sakınılan göze çöp batar” örneklerini verebiliriz…
Şöyle bir örnek verirsek eğer, yeni bir kızla tanışmaya giderken kızı tavlayamayacağımızı düşünmemiz.
Düşünme buraya tepki iken, başımıza gelmesi uyarıcıdır.
T -> U
Kendini gerçekleştirmiş kehanet olumlu ya da olumsuz olmaz.İyi şeyler düşünmüşseniz iyi şeyler gerçekleşir, yok eğer kötü şeyler düşünmüşseniz kötü şeyler gerçekleşir…
Öğrenilmiş çaresizlikte başlangıçta olan olumsuz davranışlar düşünceye dönüşürken, kendini gerçekleştiren kehanette olumlu ya da olumsuz düşünceler davranışa dönüşmektedir.
Alışma
Duyularla ilgilidir.Duyusal uyum.Duyusal adaptasyon demektir.
Duyarsızlaşma
Aynı koşullu olayla tekrar tekrar karşılaşılması durumunda duyuşsal tepkilerin azalması demektir.
Sistematik duyarsızlaşmayla aynıdır.
Duygularla ilgilidir.
Örnek olarak, bir kişi gazete dehşet-ü vahşet bir haberle karşılaşıyor ve buna çok üzülüyor.Ertesi gün gene gazetede benzer bir olayla karşılaşıyor ve bunada çok üzülüyor.Bu benzer durum tekrar tekrar gerçekleşiyor ve bu tarz haberlere eskisi gibi tepki vermemeye başlıyor.Dolayısıyla burada duyarsızlaşma gerçekleşiyor.
Ya da
Bir doktor ilk ameliyatında oldukça heyecanlanıyor.Daha sonraki süreçte ameliyatlara gire gire gire bir süre sonra bu heyecanlanma tepkisi azalıyor ve duyarsızlaşıyor.
Yukarıdaki iki örnekte azalan ve ortadan kalkan tepkiler(üzülme, heyecan) duyuşsal durum olduğu için duyarsızlaşma söz konusudur.Yani duyarsızlaşma olması için duyuşsal olması gerekir.
Duyusal Uyum
Eğer soruda duygusal bir durum söz konusu değilde duyusal bir durum söz konusuysa(yani beş duyu organ ile ilgili bir durumsa) duyusal uyumdur.
Örneğin, doktor hastaneye ilk gittiği gün hastane kokusundan rahatsız oluyor.Haliyle zamanla gide gide o hastane kokusuna alışıyor ve o kokuyu duymamaya başlıyor.Yani kokuya alışıyor.Dolayısıyla hastane kokusundan rahatsız olması duyusal bir durum olduğu için burada duyusal uyum söz konusudur.
Duyarlılık – Duyarlılaşma
Hassasiyet demektir.En ufak seslere aşırı tepki vermekte diyebiliriz.
Daha önce göstermediğimiz uyarana aşırı tepki göstermeye başlamaktır.
Örnek olarak, bir annenin çocuğunun gık sesine uyanması.
Ya da
Anne olmayanlar bebek sesine tepki vermezken, ne zaman anne olur o zaman tepki vermeye başlarlar.Duyarlılık kazanırlar.
Ya da
Üst katta oturan çocuk elinden bir şey düşürüyor ve takur tukur ses çıkıyor.Alttaki oturan öküz bu ufak duruma sinirleniyor ve üst kata çıkıyor.
Alışkanlık
Psikomotor davranışlarla ilgilidir.
Aynı davranışı sürekli yaptığımızda otomatik hale gelmesidir.Düşünmeden yapılması haline gelmesidir.
Örnek olarak, evin kapısından içeri girdiğinizde hiç bir zaman önceden bilemeyeceğiniz derin devlet meselesi olan kadınlar gününün içinde bulursunuz kendinizi.Buruşuk buruşuk suratlı o kadınlar aynı anda “AAAYyyyyy Gençay hoşgeldin yavrum açmısın annen kısır koysun sana” derken bir yandan da örgü örebilmektedirler.İşte buradaki düşünmeden yaptıkları örgü örme davranışı psikomotor bir davranış olduğu içün alışkanlıktır.
Sönme
Pekiştirecin kesiyoruz.Bildiğimiz sönmedir.Koşulsuz uyarıcı verilmediği zaman koşullanma ortadan kalkacaktır.