Eğitim Bilimleri Notları KPSS | STS | KBYS

Watson’un Bitişikliği İle İlgili Temel Kavramlar

Merhaba dostlar…Pavyonun köpeğinden sonra sıra geldi Watson denen adamın Bitişiklik kuramına.

Bu herif davranışçıların kuram babasıymış.Çevre kavramına çok önem verir imiş.

“Bana iki çocuk verin, birini sapık, diğerini doktor yapayım…”yanlış hatırlamıyorsam böyle bir söz söylemişti…Görüdüğünüz gibi öğrenmede çevrenin ne kadar etkili olduğunu savunuyor.

“İnsan çevresel koşullanmalarının ürünü bir varlıktır…” sözüde bu adamın ağzından çıkmıştır.

Şimdi Watson’un Bitişiklik kuramı ile ilgili temel kavramlara bir göz atalım…

İstenmeyen davranışları ortadan kaldırılmasıyla ilgili neler önermiş bakalım.

Korku Koşullanması

Watson, insanların daha önceden korkmadıkları birşeyi korkuyla koşullandırabileceğini iddaa etmektedir.

Örneğin,

Rıfkı

Bir çocuk, adam ya da genel anlamda bir insan beyaz davşandan korkar mı la? 😀

Şunun güzelliğine bakın, ben onun o yumuşacık tüylerini, pala bıyıklarını yerim….Uyyy…(Mangalda da iyi gider)

Watson demiş ki, ben bir insanı tavşandan kormadığı halde tavşana korku oluşturabilirim demiş ve şöyle bir koşullanma süreci gerçekleştirmiş.

Beyaz Davşan -> Korku Yok
Yüksek Ses -> Korku Var
———
Beyaz Davşan + Yüksek Ses -> Korku
Beyaz Davşan = Nötr Uyarıcı
Yüksek Ses = Koşulsuz Uyarıcı
Korku = Koşulsuz Tepki
———
Beyaz Davşan -> Korku
Beyaz Davşan = Koşullu Uyarıcı
Korku = Koşullu Tepki

Korkunun Genellenmesi

Koşullu uyarıcının benzerlerine aynı tepkiyi göstermeye başlıyor.

Bitişiklik(Yakınlık)

Öğrenmede, koşullu ve koşulsuz uyarıcının çok yakın zamanda peş peşe verilmesidir.

Sistematik Duyarsızlaştırma

Sadece korkularla ilgilidir.

Korku verici uyaranın azar azar arttırılarak istenmeyen tepkiyi ortadan kaldırmaktır.

Şekilde de gözüktüğü gibi korku veren uyarıcı azar azar arttırılarak istenmeyen tepki ortadan azar azar kaldırılmaktadır.

Sıklık İlkesi(Tekrar)

Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı ne kadar sık verilirse öğrenme o kadar güçlenir.

En Son ve En Sık İlkesi

Bir uyarıcıya karşı verilen tepki, o uyarıcıya karşı en son yapılmış ve en sık tekrar eden tepkidir.

Yani, en son öğrendiğimiz şeyin daha sonra karşılaştığımızda ilk vereceğimiz tepki olduğunu vurguluyor.

Buna bir örnek vermek gerekirse eğer,

Bir KPSS öğrencisi, tahsil hayatı boyunca matematik dersini zorluğundan dolayı sevmemiş ve tüm okul hayatı boyunca bu böyle gitmiştir.Gün gelir KPSS’ye çalışma sürecine girdiği zaman matematik dersini gene sevmemekte ve zorlanmaktadır.Yani gördüğünüz gibi, en sık matematiği sevmediği için ve en son bu tepkiyi verdiği için gün gelince matematiği gene sevmemektedir.

Ya da

Askerde güzel günler geçiren birisi bir arkadaşıyla kavga edip ondan nefret duyarak teskeresini almıştır.Yıllar sonra yine o arkadaşına denk geldiğinde vereceği ilk tepki, en son olan tepkisi olan nefret olacaktır.

Bir uyarıcıya en son gösterdiği tepki veya en sık gösterdiği tepki neyse o uyarıcıyla bir daha karşılaştığında aynı tepkiyi vermesidir.

Ek bilgiler