Etiket arşivi: Özgecilik

Ego Savunma Mekanizmaları

Tüm savunma mekanizmaları bastırmadır, çarpıtmadır, yön değiştirmedir.

  • Enerjiyi süperego kabul edecek şekilde boşaltıyor.
  • Az miktar ruh sağlığını koruyor.
  • Çok miktarı ruh sağlığını bozuyor.
  • Hepsi bilinç dışıdır.
  • Hiçbirinin farkında değiliz.Kimse “Dur bi hayal kurayımda mutlu olayım” diyerek mutlu olamaz.
  • Hepsinin altında bastırma ve yön değiştirme vardır.Gerçek enerji, cinsellik ve saldırganlık bastırılıyor.Sonra yüzeye çıkıyor.
  • Hepsi gerçeği çarpıtır.
  • İd ve süperego çok sert çatıştığı zaman savunma mekanizmaları harekete geçer.Cinsellik ve saldırganlık anında.
Savunma MekanizmalarıTanımNot
BastırmaUnutmak demektir.Basit bir şeyle bilinç öncesine atılır.Ciddi olan anılar ve yaşantıları kişi bilinç dışına atıp kurtulur.Bir kişi sevmediği işi yapmayı unutur.Örneğin bir çocuk kitaplığını düzenleyecek, düzenlemeyi istemiyorsa unutur.
Bir çocuğun kıskançlıktan dolayı çocukken kardeşine duyduğu öfke ve nefret duyguları bilinç dışına gider ve birdaha da hatırlamaz.
Yön DeğiştirmeEnerjiyi gerçek nesneye değil, farklı nesnelere yönlendirip boşaltmaktır.Kişi amirine kızar, astını fırçalar.Öğretmen kocasına kıza, sınıftaki çocuğu azarlar.Birine kızınca tabak kırmak, duvarı yumruklamak yön değiştirmektir.
Karşıt TepkiKişinin kendisine var olan duygu ve düşüncenin tam zıttı davranarak enerjiyi boşaltmasıdır.Kişide aslında çok yoğun saldırganlık dürtüsü varsa tam tersi yönde aşırı nazik olarak davranır.
Yadsıma(İnkar)Var olan duygu ve düşünceyi ya da durumu yok saymak, inkar etmektir.Çocuklar bunu çok sık yapar.Çocuğun anne – babası boşanır.Çocuk bunu onlar kavga etti, barışacak şeklinde yorumlar.Yaşlılar da çok kullanır.Eşlerinin ölümlerini kabul etmezler.Eşleri ölünce masaya hala tabak koyar, eşlerinin elbisesi ile uyurlar.(Ne b*ktan bi durumdur be)
Neden BulmaRahatsız eden durum ya da duyguyu bir nedene bağlayıp rahatlamaktır.“Niye kaldın?” şeklinde sorulunca,
“Hoca bana taktı.”, “Sorular zordu.”, “Herkes kaldı.” şeklindeki cevaplar neden bulmaktır.
YansıtmaKişinin kendisinde var olan duygu ve düşünceyi karşı tarafa atıp abartılı olarak karşı tarafta görmesidir.İlkokuldaki öğrenci sürekli “Öğretmenim kopya çekiyor!” şeklince edepsizce şikayetinin arkasında aslında kendisinin daha çok kopya çekme isteği vardır.Kendi çekemediği için şikayet eder.
Freud’a göre dedikodu yapmak ve röntgenciliğin arkasında da yansıtma vardır.
Bir kişi sürekli, “Şu böyle ahlaksız”, “Bu böyle ahlaksız” şeklinde konuşuyorsa aslında öyle davranmayı çok istemektedir.Ancak yapamadığı için karşı tarafta abartılı olarak görüp dedikodu yapmaktadır.
Ya da birisi için sürekli “Rüşvetle zengin oldu” diyen bir kişinin kendisi de aynı durumdadır.
YüceltmeTamamen olumlu bir mekanizmadır.Yüceltme enerjiyi tam olarak toplumun kabul edeceği şekilde boşaltır.Kişide yoğun olarak saldırganlık dürtüsü varsa boksör olur, tekvandocu olur, kasap ya da avcı olup bu enerjiyi bir şekilde boşaltır.
Çok yüceltilirse cerrah olarak, dişçi olarak boşaltır.
Cinsel dürtüsü çok yüksek olan kişi aşk, roman ve şiirler yazarak bu durumu yüceltir.
Ödünleme(Telafi)Bir alandaki eksikliği başka bir alanda abartılı yaşayıp giderme.Çocuğun akademik yaşantısı bozuksa sportif faaliyetlerde aşırı yüklenip çok başarılı olur.
Kişinin özel hayatı bozuksa iş hayatına çok zaman ayırır.
Kişinin çocuğu yoksa gidip yetimhanede çalışması ödünlemedir.
GerilemeEgonun bir duyguyla ya da yeni durumla baş edemediği taktirde önceki evrelere dönmesidir.Çocuğun kardeşi olur, çocuk altını ıslatır.
Yetişkinler gerilemeyi en basit durumda ağlama olarak sergilerler.Bu şekilde kişi bebekliğine geri döner.
Yetişkinlerin bağırıp çağırmaları, kavga etmeleri, çocuk gibi konuşmaları gerilemedir.
Hayal KurmaHayal kurup rahatlamaktır.Kişi mutlu olduğu, zengin olduğu hayalini kurar.
BedenselleştirmeEgonun problem durumunda bedende bir hastalık çıkarıp kafasını onunla meşgul eder, gerçek sorunu böylece unutur.Bu mekanizmada beden tamamen normaldir ama kişi kendisini hasta hissetmektedir.Panik atak bunun tipik örneğidir.Bireyin dolaşım sistemi tamamen normaldir ama kişi kalp krizi geçiriyormuş gibi hissetmektedir.
Histeri nevrozu bunun tipik örneğidir.Kişi sürekli bayılma ve fenalaşma nöbetleri geçirir.Kişinin sinir sistemi normaldir ama yürüyemiyor ya da sürekli bayılıyordur.
KetlenmeEgonun yeni durumla baş edemeyince hareket edemez durumda kalmasıdır.Bedenleştirmenin bir türüdür.Savaştaki asker cepheye sürülünce kaskatı kasılır kalır.
Trafikte karşı karşıya gerçerken arabayı gören kişi karşıya koşmak yerine olduğu yerde kalır.
PolyannacılıkHer şeyin iyi yönünü görmektir.Birey bineceği şehirler arası otobüsü kaçırır.”Olsun her işte bir hayır vardır.Belki kaza yapacaktı.” gibisinden yobazca bir iyi düşünce gerçekleştirir.
Çilecilik(Asetizm)Polyannacılığın tersi, sürekli karamsar olmak, karamsarlıktan zevk almaktır.Ergenlikte çok görülür.Kişi eğlenmek ister.Gezip tozmak, cinselliği yaşamak ister ama yapamaz.Çünkü süperego baskındır.Bu durumda bunalım takılır.Arabesk takılır.
Hint fakirleri buna örnektir.
Duygusal İzolasyonKişinin duygulardan çok etkilendiğinde hiç etkilenmiyormuş gibi yapması, yani kişinin kendisini tüö duygulardan soyutlamasıdır.Geçimsizliğin olduğu evlerde çocukların sık kullandığı mekanizmadır.Evde kıyamet kopar, çocuk birşey yokmuş gibi davranır.Oynamaya devam eder.Aslında o çocuk bu durumdan çok etkileniyordur.
Kişi cenazeye gider, çok katı görünür.Aslında herkesten çok etkilenir.
DışsallaştırmaPsikanaliz fobi ve korkuları böyle açıklamaktadır.Ego bireyi rahatsız eden duyguyu dışarıda bir nesneye yönlendirip kendinden dışarı atar.Onunla meşgul olup gerçek duyguyu ya da düşünceyi görmezden gelir.Terlikten, ağaçtan ya da ruhsal şeylerden korkmak gibi korku ve fobiler buna örnektir.
BölünmeOlayları sanki sizin içinizde başka birileri yaşıyormuş gibi yaşamaktır.İlerlemiş hastalık hali kişilik bölünmesidir.“Ben nasıl olduda ortalığı birbirine katarım, anlamıyorum, hiç öyle biri değilim” şeklindeki ifadeler buna karşılık gelir.
EntelektüalizmHer şeyi duyguları bile akıl ve mantıkla açıklamaktır.Bilim insanları çok sık kullanırlar.Mutluluk beyindeki seretoninin artmasıdır.
Saldırganlık nedir?Adrelanil hormonunun yükselmesidir.
Özgecilik(altturizm)
Süperego çok baskınsa kişinin sürekli başkalarına yardım etmesi sürekli fedakarlık yapmasıdır.Kişinin sürekli yardımlaşma derneklerinde çalışması buna örnektir.
Kopma-ÇözülmeBir olayın kişiyi çok rahatsız ettiği durumda o ortamdan kopmasıdır.
Belli anıları bilinçsiz olarak silmektir.
Örneğin kişinin çocukluğu kötü geçtiyse çocukluğundaki belli anıları siler.
İlerlemiş hali ciddi anlamda psikiyatrik bozukluktur.
ÖzdeşleşmeBir gruba ya da bir özelliğe kendini aşırı hissetmedir.Kişi kendisini bir takımın taraftarı olarak takımından söz ederken biz şeklinde konuşur.
Kendisi yüksek öğrenim yapmamış, kızı doktor olan bir baba sürekli “Benim kızım doktor.” der.
Kişi oy verdiği partinin her söylediğini düşünmeden kabul edip partisinin hiçbir hatasını kabul etmez.
SaplantıHayat boyu bir duygu, düşünce ya da harekete kilitlenip kalmaktır.Kişi temizliğe aşırı önem verdiği için iş yerinde, özel ilişkilerinde hep temizlikle ilgili şeyler arar.
Babasını aşırı seven bir kız babasının tüm özelliklerini taşıyan bir erkek arar.
İlkel İdealleştirmeKüçük bir şeyi aşırı abartmaktır.Evlenmek istemeyen bir kız “Bu çocuğun yüzünde ben var, ben onunla evlenemem.” gibi bahaneler bulur.
Bir öğrencinin “Bu kız bana baktı, benden hoşlanıyor.” demesi.
DeğersizleştirmeEgonun bir şeye sahip olamadığında ya da elde edemediğinde kendini korumak için o nesne ve durumu önemsizleştirmesidir.Parası olmayan bir kişi “Para her şey değildir.” der.
Okuyamamış bir kişi “Okuyanlar adam değil.” der.

Yansıtma ve Neden Bulma mekanizmaları birbirinden ayrılırken neden bulmada bir nedene bağlayıp rahatlamak söz konusudur.Yansıtmada ise kişi kendinde var olanı karşı tarafa atar.Kişi kendinde var olanı karşı tarafa attığı için mutlaka küçümseme, aşağılama ifadeleri geçer.

Yüceltme ve Ödünleme ayrımı yapılırken yüceltmede enerji aynı alanda toplumun kabul edeceği şekilde boşaltılmaktadır.Saldırganlık dürtüsü, dövüş sporları yaparak ya da avcı olup hayvanları öldürerek boşaltılmaktadır.Ödünlemede ise bir alandaki eksiklik farklı bir alandaki abartılı yaşantı ile boşaltılmaktadır.

Freud – Yapısal Kişilik Kuramı

YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
Kişiliğin öğelerini ya da mekanizmalarını ele alır.
İD(Haz İlkesi)
  • Bebek dünyaya id ile geliyor.
  • Doğuştan gelen kişilik mekanizmasıdır.
  • Vücudun temel ihtiyaçları(açlık, susuzluk, acıdan kaçma), cinsellik ve saldırganlık idin içindedir.Bebek dünyaya bunlar ile gelir.
  • İhtiyaçların derhal giderilmesini ister.Bireyin susuzluk ihtiyacı varsa derhal su içmesi, açlık hissiyatı varsa derhal yemek yemesi gerekir.Ertelenmesi söz konusu değildir.
  • Akıl ve ahlak dışı kişilik bölgesidir.Hayvanlarla ortak olan kişilik bölgesidir.
  • Vücudun ihtiyaçlarını karşılayıp haz almaya yönelik çalışır o yüzden diğer adı haz ilkesidir.
  • İd’in en büyük özelliği, enerji kaynağı olmasıdır.Organizma tüm enerjisini idden alır.Freud’a göre en karmaşık davranışın altında sonuçta idin enerjileri vardır.
  • Herkeste eşittir.Ben karıncayı bile incitemem, cinsellik istemiyorum gibisinden sözler hikayedir.Her ademoğlunda eşit olduğu için temel fıtri insan ve hayvani özellikler bu nezaketlerin ne kadar yalan olduğunu göstermektedir.
  • Akıl dışıdır ve ahlakta yoktur.
  • Enerji kaynağı olmasıdır.Bütün enerjilerin kökeninde bu vardır.
Ayakkabı al
EGO(Gerçeklik İlkesi)
  • Problem çözme demektir.
  • Doğum anında idin ihtiyaçlarını karşılamak için problem çözme mekanizması olarak ego oluşmaya başlar.
  • Ego, idin ihtiyaçlarını karşılamak için gerçek durumu değerlendirir.İdin suya ihtiyacı olduğunda su arayıp bulur, bunu yaparken de fiziksel koşulları yani gerçekliği değerlendirir.Buna “Gerçeklik İlkesi” denir.
  • Gerçeklik İlkesi, ortamı değerlendirmektir.
  • Ego tamamen akıllıdır ancak ahlaksızdır.
    Örneğin, 5 yaşında bir çocuğun kardeşi olduğunu düşünelin.İdden gelen talep aşırı kıskançlıktan dolayı “Git şunun ağzını yüzünü kır!” olacaktır.İşte tam bu noktada idden gelen bu talep doğrultusunda ego devreye girer ve “Annem ve babam diğer odaya geçsin öyle saldırayım…” telkininde bulunur.Gördüğünüz gibi durum değerlendirmesi yaptığından dolayı oldukça akıllıdır lakin ahlaktan söz edilemez.
    Ya da
    Bir pastanede İDden gelen “Şuradan bir tatlı aşır” talebi olacaktır.Ego bu durumda devreye girecek “Satıcı kafasını çevirsin, o zaman aşırırım ve yerim” uyarısını yapacaktır.
    Dolayısıyla ego tamemen akıllı ama ahlaksız bir kişilik bölümüdür.
  • Ego İdden gelen talepleri karşılarken gerçeği değerlendiriyordu.Bu değerlendirme sonuçlarında gerçek koşullar uygunsuz olabilir.O yüzden ego idden gelen talepleri bastırabilir, yön değiştirebilir, erteleyebilir.Egonun gerçek durumu dikkate alarak idden gelen talepleri ertelemesi, bastırması ve yön değiştirmesine ikincil süreçler denir.
  • İlk problem çözme yolu ağlamaktır.
  • İdden gelen talepleri karşılamak için planlı ve programlıdır.
  • Tamamen akıllı ama tamamen ahlaksızdır.
  • İd ile Süperego çatışmasında denge kurar.(Buna yazımızın devamında değineceğim)
Uygun kaliteli ve ucuz olsun
Süper Ego(Üst Benlik, Kusursuzluk)
  • İçinde yaşanılan toplum kuralları, toğlumun bireyden beklentileri ve anne babanın çocuğu yetiştirme tarzı içselleştirilince süperego haline gelir.
  • Süperego Vicdan ve Ego İdealleri olmak üzere iki bölümden oluşur.
  • Toplum kuralları içselleştirilince vicdan haline gelir.Vicdanın en büyük özelliğide kişiyi çok sert cezalandırır.Yardımlaşma, toplumun kuralıdır.Birey bu kuralı içselleştirip kendi kuralı haline getirince, yardıma ihtiyacı olan birini görüp de yardım etmediğinde rahatsız olur.İşte bu da vicdanın cezalandırmasıdır.
  • Freud’a göre vicdan kişiyi iyi yapan kısımdır.
  • Ego idealleri toplumun bireyden beklentileridir.Buradaki idealler, büyük bir sanat eseri yaratmak, büyük bir buluş yapmak şeklinde düşünülmelidir.Bunlar toplumun bireyden beklentileridir.Toplum bireyden, evlenip çoluk çocuk sahibi olmayı, bir iş sahibi olup saygı gören birey sahibi olmasını bekler.
  • Süperego kişiliğin ahlaklı ama akılsız bölümüdür.Toplum kuralları genellikle akıl dışıdır.”Otobüste yaşlılara yer ver.Neden?Bilmiyorum ama öyle.”Gördüğünüz gibi tamamen ahlaklı ama tamamen akılsızdır.
  • Süperego ceza demek.
  • Kişiliğin ahlaklı bölümüdür.Bireyi iyi yapar.
  • Tamamen ahlaklı ama tamamen akılsızdır.
Herkes ayakkabıyı beğensin

Bu üç mekanizma her türlü duygu, düşünce ve davranışımızla birlikte çalışırlar.Her türlü duygu düşünce ve davranışımızda bunlar birlikte çalışırlarken içinde bulunulan koşullara göre ya süperego, ya ego ya da id baskındır ama mutlaka üçününde etkisi vardır.

Hangi öğenin baskın olacağı durumlara göre değişiyor.Ama mutlaka üçününde etkisi olacaktır.

Örneğin, “elbise neden alınır?” sorusunu soralım.
“Sıcak ve soğuktan korunmak için” derseniz idin etkisiyle,
“Modaya uygun olsun, insanlar üstümde görünce beğensin” derseniz süperego etkisiyle,
“Hem ucuz olsun, hemide dayanıklı olsun” dersenizde ego etkisiyle….
Gördüğünüz gibi elbise alma davranışınızda bile üç mekanizmanında etkisi vardır.

Yukarıdaki tablomuzda egonun denge kurmasından bahsettik.Şimdi onu açıklayalım.

Egonun Denge Görevi

Bu üç mekanizmaya baktığımız id ve süper ego en basit durumlarda bile çatışırlar.

Buna en basitinden örnek vermek gerekirse,
İdden derhal su içilmesi konusunda talep gelir.Süperego ancak bardakla içilebileceğini söyler.
Ya da
İdden derhal tuvaletini yapması şeklinde bir talep gelir.Süperego ancak tuvaletin tuvalette yapılabileceğini, ulu ortaya s*çılamayacağını söyler.

Bu verdiğim örnekler basit durumlardır.

Konu cinsellik ve saldırganlığa geldiği zaman çatışma daha da şiddetlenir.İşte bu durumda egonun büyük görevi yani denge görevi başlar.

İd ve süperego çatıştığı zaman egonun dengeyi bulması gerekiyor.Ego çatışmayı dengeleyerek çözecektir.Ortamdaki fiziksel koşulları değerlendirecek ve dahada önemlisi süperegoyu dikkate alarak çözecektir.

İşte bu yüzden,

bu denge bir terazi dengesi olarak düşünmemelidir.

Eğer ego süperegoyu hiç dikkate almayıp fiziksel koşulları değerlendirerek sorunu çözerse psikopatlar oluşur.Psikopatlar, seri katiller ve seri hırsızlar normalde gerçek durumu mükemmel değerlendirir.(Çünkü sadece ego var.Yani akıl var.Süperego yani ahlak devre dışı olduğu için…)Karakolun önünden çocuğu kaçırıp öldürürler ve yakalanmazlar.Gerçeklik değerlendirmesi mükemmel ama süperego yoktur.

Freud’a göre toplum ne kadar kötü olursa olsun, insanın kendisinden daha kötü olamaz.Dünyaya saldırganlık ve cinsellik ile gelindiği için ağırlık süperegoda olmalıdır.

Kişilik mekanizmaları oluştuktan sonra bile ara sıra bunlardan biri baskın davranabilir.Örneğin birey bir hastalıktan dolayı çok acı çekiyorsa idi baskın olarak davranabilir ya da bir iş toplantısında birey süperegosu baskın davranabilir.Ancak genelde bir kişilik mekanizması bireyde baskın olur.Bu da kişilik tiplerine yol açar.

Kişilik Mekanizmalarına Göre Kişilik Tipleri
İDİ BASKIN BİREY
  • İd doğuştan herkeste eşit miktarda bulunur.Değişen ego ve süperegonun oranıdır.Bu yüzden, “Ben hiç cinsellik düşünmüyorum”, “Benim aklıma hiçbir canlıyı incitmek gelmez” şeklinde ifadeler inkar mekanizmasıdır.
  • İd baskınsa bencil yani yalnız kendini düşünen, kendisi dışında kimseyi düşünmeyen bir kişilik oluşur.
  • Bu birey aşırı tepkiseldir.İstediği herhangi bir şey olmadığında ortalığı birbirine katar.Beklemeye ya da ertelemeye tahammülü yoktur.
  • Sürekli haz peşinde koşar.Tek düşüncesi kendi ihtiyaçlarını tatmin etmektir.
  • Fırsatını bulduğunda tüm toplum kurallarını ihlal eder.Ama beceremez.
  • Tamamen duygularıyla yani fevri olarak hareket eder.
EGOSU BASKIN BİREY
  • İdin üstüne egonun geliştiği ancak süperegonun zayıf kaldığı zaman egosu baskın birey oluşur.Egosu baskın birey bencil olur, yalnız kendini düşünerek hareket eder.Ancak tepkisel değildir.
  • Tüm dürtülerini ve duygularını mükemmel denetler.Tüm duygularını kontrol altında tutabilen kişikliktir.
  • Son derece planlı ve programlı hareket eder.Etrafındaki insanları kullanır ancak kullanılanlar kullanıldıklarının farkında olmazlar.
  • Tüm toplum kurallarını en ağır şekilde ihlal eden kişiliktir.Tamamını.Olabilecek en ağır şekilde.Tamamen planlı ve programlı.Kimse fark etmez.
  • Dışarıdan oldukça sevecen, nazik gözükür.
  • Çok başarılıdır.
SÜPEREGOSU BASKIN BİREY
  • Sürekli toplum kurallarına dikkat eder.Tek başına iken bile başkalarını düşünerek birileri varmış gibi.”Böyle yapayım çocuklarıma faydası olsun”, “Böyle yapayım insanlar iyi desin…” şeklinde düşünerek hareket eder.
  • Sürekli başkalarını dikkate alarak yaşar.
  • Yalnız bile başkalarını dikkate alıyor.
  • Aşırı fedakarlardır(Özgecilir).Kendi ihtiyaç ve isteklerinden başkaları için sürekli vazgeçerler.
  • Toplum ilişkilerinde aşırı mükemmeliyetçidir.
  • Cinselliği ve saldırganlığı uygun ortamda bile zor ifade eder.Ahlakından olsa gerek.
  • Kendilerini kontrol ederler.
  • Süperego, kişiyi gerekli gereksiz sürekli cezalandırdığı için aşırı endişeli(anksiyete yani halk arasında evhamlı denilen) kişilik oluşur.Ego bu cezalandırmadan kurtulmak için takıntılı düşünceler(obsesyonlar) oluşturarak süperegonun cezalandırmasından kurtulmaya çalışır.
  • En sık rastlanan takıntıları “temizlik” ve “ruhsal şeylerden korkmaktır”